top of page

Belediye Başkan ve Meclis Üyeleri İle Memur/Sözleşmeli Personel İçin Genel Mal Bildirimi Süresi Şubat Sonunda Bitiyor


Mal bildiriminin Anayasal dayanağını Anayasanın “Mal bildirimi” başlıklı 71 inci maddesi oluşturmaktadır. Bu düzenlemede kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları ve bu bildirimlerin tekrarlanma sürelerinin kanunla düzenleneceği, yasama ve yürütme organlarında görev alanların bundan istisna edilemeyeceği hükme bağlanmıştır.


657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi memurlar açısından ise Kanunun 14 ve 125 inci maddelerinde düzenlenmiştir. Bu Kanunun “Mal bildirimi” başlıklı 14’üncü maddesinde Devlet memurlarının, kendileriyle, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, özel kanunda yazılı hükümler uyarınca, mal bildirimi verecekleri, aynı Kanunun 125/D-j maddesinde de belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller içerisinde sayılmıştır. 657 sayılı Kanun uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1-3 yıl durdurulmasıdır.


Haksız mal edinmenin engellenmesi ve tespiti, mal edinmelerin denetimi, mal bildirimlerinde bulunma, mal bildirimlerinin yenilenmesi gibi durumlarla ilgili usul ve esaslar 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununda belirlenmiştir. Kısaca kanun ile esas amaçlanan rüşvet ve yolsuzluklarla mücadeledir. Bu amaca uygun olarak da Kanun kapsamında sayılanların bu kapsamda belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin, memurların, sözleşmeli personelin;

  • Mal bildiriminde bulunmaları, 

  • Mal bildirimlerin yenilenmesi,

  • Mal edinmelerin denetimi,

  • Haksız mal edinme,

  • Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma

hallerinde haklarında yapılacak işlemler, yaptırımlar bu kapsamda fiil ve eylemler nedeniyle ortaya çıkacak suçlarla, bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve suç ortakları hakkında takip, soruşturma, inceleme ve muhakeme usulü de yine aynı Kanunda düzenlenmiştir. Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik ile de 3628 sayılı Kanun gereğince verilecek olan mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağı, yetkili merciine nasıl ulaştırılacağı gibi esas ve usuller düzenlenmiştir.


2-MAL BİLDİRİMİNDE BULUNMASI GEREKENLER


Mal bildiriminde bulunması gerekenler 3628 sayılı Kanunun 2’nci maddesinde sayılmış ve mal bildiriminde bulunacaklar arasında belediye başkanları, belediye meclis üyeleri gibi seçimle gelinen görevler de dahil olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar haricinde siyasi partiler, vakıflar, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulun üyeleri ve genel müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamu yararına sayılan dernek yönetici ve deneticileri özellikle sorumluluk gerektiren görevlerde bulunanlar da kapsama alınmışlardır. Seçimle göreve gelenlerden muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri ise kapsam dışında tutulmuşlardır. Bu kapsamda genel olarak;


  • Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ile Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar  (Muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç)

  • Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti  gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri,


Mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar. 657 sayılı Kanunda belirtilen istihdam türlerinden işçiler hariç olmak üzere memur ve sözleşmeli personel ile diğer kamu görevlilerinin özlük işleri ile ilgili birime belirlenen zamanlarda mal bildirimlerini vermeleri gerekmektedir. 


Özel Kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabidir. (konfederasyon, sendika ve sendika şubesi başkan ve yöneticileri dahil).


Bu kapsamda işçi ve işveren sendikaları ile konfederasyonların kuruluşu, yönetimi, işleyişi, denetlenmesi, çalışma ve örgütlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile işçilerin ve işverenlerin karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumları ile çalışma şartlarını belirlemek üzere toplu iş sözleşmesi yapmalarına, uyuşmazlıkları barışçı yollarla çözümlemelerine, grev ve lokavta başvurmalarına ilişkin usul ve  esasları düzenlemek amacıyla çıkarılan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 29 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında kuruluşların ve şubelerin kurucu ve yöneticileri, kendileri, eşleri ve velayetleri altında bulunan çocuklarına ait mal bildirimlerini 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ve ilgili yönetmeliklere göre vermek zorunda oldukları belirtilmiştir.


Kamu görevlilerinden asli görevleri uhdelerinde kalmak kaydıyla ikinci bir görevi yürütenlerin (yönetim kurulu veya danışma kurulu üyeliği gibi) ya da vekaleten tedvir edenler, sadece asli görevlerinden dolayı tek mal bildiriminde bulunmaları gerekmektedir. 


Kamu görevlisi olmayıp da 3628 sayılı Kanuna göre birden fazla mal bildiriminde bulunması gerekenlerin, bu mercilerden yalnız birine mal bildiriminde bulunması yeterlidir. Ancak, mal bildiriminde bulunulan merciinin diğer kuruma da bilgi vermesi gerekmektedir.


3628 sayılı Kanunda ve ilgili Yönetmelikte kamu görevlilerinin, görevlerinin veya kurumlarının değişmesi (kurum içinden veya kurum dışından üst göreve atanma veya naklen atanma gibi hallerde) hallerinde mal bildiriminde bulunacaklarına dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.


Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde mal bildiriminin verilmesi gereken zamanlar düzenlenmiş olmakla birlikte, söz konusu maddede üst görevlere atanma veya naklen atanma hallerinde bildirimin verilmesi gerektiğine dair bir hükme yer verilmemiştir. Her ne kadar söz konusu maddenin (e) bendinde; görevi sona erenlerin ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde mal bildiriminde bulunmalarının gerektiği belirtilmiş olsa da, görev veya kurum değişikliği hallerini “görevin sona ermesi hali” olarak değerlendirmek doğru olmayacağından, bu hükmün üst göreve atanma veya naklen atanma gibi hallerde uygulanmasının uygun olmayacağı değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, kamu görevlilerinin, görevlerinin veya kurumlarının değişmesi hallerinde mal bildiriminde bulunmalarına gerek bulunmamaktadır. Ancak özellikle yeni görevi ile ilgili mal bildiriminde bulunulacağına ilişkin özel düzenleme olanların yeni görevleri dolayısıyla mal bildiriminde bulunmaları gerekmektedir.


Aylıksız izin süresi içerisinde memurluk statüsü devam etmekte olduğundan, mal varlığında meydana gelen önemli değişikliklerin aylıksız izin dönüşünden itibaren bir ay içerisinde beyan edilmesi gerekmektedir.


Görevleri sebebiyle birden fazla mal bildiriminde bulunması gerekenler asli görevlerinden dolayı bir tek mal bildiriminde bulunmaları yeterlidir. 


Seçimler nedeniyle görevinden istifa eden memurların, istifa nedeniyle memurluk statüsü ile ilişiği kesildiğinden, Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin (e) bendi gereğince görevinden istifa ettiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde mal bildiriminde bulunması, yine seçimler nedeniyle istifa eden memurun seçilememesi durumunda görevine dönmesi halinde de aynı maddenin (a) bendi gereğince göreve başlayış belgeleri ile birlikte mal bildiriminde bulunması gerekmektedir.


Bir kamu kurumunun görüş sorması üzerine de de Devlet Personel Başkanlığınca verilen görüş yazısında “… gerek kamu personel mevzuatında gerekse mal bildiriminde bulunulmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen mevzuatta ücretli ya da  ücretsiz izinde olan personelin ek mal bildiriminde bulunacağı süreye ilişkin ayrı bir düzenleme yapılmamış olması sebebiyle, takdir ve uygulama Genel Müdürlüğünüzde olmak üzere, ek mal bildirimlerinin verilmesine ilişkin sürenin izin bitimini müteakip göreve dönüş tarihinden itibaren başlatılabileceği düşünülmektedir.” denilmek suretiyle değerlendirme yapılmıştır. 


3-HEDİYELERİN MAL BİLDİRİMİ MEVZUATI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ VE BİLDİRİMİ


Mal bildiriminde bulunulması kapsamındaki kamu  görevlileri, milletlerarası protokol, mücamele (karşılıklı iyi niyet)  veya nezaket kuralları uyarınca veya diğer herhangi bir sebeple yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzel kişiliklerinden, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi veya kuruluştan, aldıkları tarihteki değeri on aylık net asgari ücret toplamını aşan her hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı, aldıkları tarihten itibaren bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar. 


Ancak, yabancı devlet adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri tarafından verilen imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeveleri bu kapsamda değildir.


Mal bildiriminde bulunacak kamu görevlileri ve bunların eşlerine kapsamdaki kişi ve kuruluşlardan hediye veya hibe edilen eşyayı alan ilgilisi, bu eşya değerinin on aylık net asgari ücret toplamını aşan değerde olduğunu belirlemesi halinde, yurtiçinde aldıkları tarihten, yurtdışında yurda dönüşleri tarihinden itibaren ongün içinde bulundukları il defterdarlığına (takdir komisyonu başkanlığına) değer takdiri için kurumları vasıtasıyla göndermeleri gerekmektedir.

 

Hediye veya hibe niteliğindeki bu eşyanın (yabancı devlet adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri tarafından verilen imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeveleri hariç) gerçek değerinin takdiri ile net asgari ücretin on aylık toplamını aşıp aşmadığı, takdir komisyonunca en geç on gün içinde tespit edilerek ilgiliye ve bağlı bulunduğu kuruma bildirilmektedir.

 

Kıymet takdirini müteakip, takdir komisyonu tarafından ilgilisine geri verilen hediye veya hibe niteliğindeki eşyadan değeri net asgari ücretin on aylık toplamını aşanlar, ilgilisi tarafından en geç on gün içinde kendi kurumlarına verilmelidir.


Bu eşyalar, kurumca sergilenmek veya başka bir şekilde muhafaza edilmek suretiyle değerlendirilebilir veya ilgisi sebebiyle diğer bir kuruma tevdi edilebilmektedir.


4-MAL BİLDİRİMİ MEVZUATI KAPSAMINDA HAKSIZ MAL EDİNME 


Mal bildirimi mevzuatı kapsamında “Haksız mal edinme” mevzuata veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar sayılmaktadır.


Haksız mal edinme kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için belirli kriterlere uyulması gereklidir. Kişinin geliri, gideri, sosyal yaşantısı gibi kriterler göz önüne alınmalıdır.


Gerçekten gelir ve gider kavramları aileden aileye değişebilmekte olup, her ailenin gelir veya giderinin tespiti somut olaya göre yapılmalıdır. Ancak bunun mümkün olmaması hâlinde ise kişinin yaşam tarzına, mesleki durumuna ve sosyal seviyesine göre harcamaları, bu statüde bulunan ortalama bir aileye göre yapılacaktır. Bu ise ancak anılan hususlar konusunda karşılaştırma yapabilecek bir uzman tarafından yapılabilecektir.


Yargıtay Ceza Kurulunun emsal kararında da özetle “Öncelikle bilirkişiler tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan raporlar yetersizdir. Bilirkişi raporlarında, sanığın maaşı ile ailesini ancak geçindirebileceği ön kabulüyle hareket etmişler ve sanığın gelirleri ile giderlerini ayrıntılı bir şekilde tespit edip, gelirlerinden ne kadarını zorunlu olarak harcayacağını ve ne kadarını biriktirebileceğini ayrıntılı bir biçimde teknik olarak hesaplamamışlardır.


Kendi evinde oturan, evli ve iki çocuklu olduğu anlaşılan sanığın sosyal konumuna göre, belirlenemediği taktirde vasat bir yaşam sürdüğü kabul edilerek masraflarının ne olabileceği, çocuklarının eğitim giderleri vs. hesaplanıp, sanığın tüm gelirlerine göre ne kadarını tasarruf edebileceği bilimsel verilere göre, uzman bilirkişiler aracılığıyla saptanması, bilhassa sanığın gelir ve giderleri saptandıktan sonra tasarruf edebileceği miktarların enflasyondan fazlaca etkilenmeyen bir değer üzerinden hesaplanıp suç tarihinde ne kadar birikimi olabileceği belirlenerek sonuca ulaşılması gereklidir.


Somut olay açısından dosya kapsamı incelendiğinde, hükme esas alınan tüm rapor bilirkişilerinin emekli Sayıştay denetçilerinden oluştuğu anlaşılmaktadır. Anılan bilirkişilerin bir bankacı, bir yeminli mali müşavir veya hesap uzmanı vazifesinde bilirkişilik yapabilecekleri kabul edilebilir ise de, bu kimselerin polis memuru olduğu anlaşılan sanığın yaşam tarzına, mesleki durumuna ve sosyal seviyesine göre harcamaları ile yasal gelirleri yönünden karşılaştırma yapabilecek kişilerden olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda yetersiz bilirkişi raporu mevcuttur.


Gerçekten gelir ve gider kavramları aileden aileye değişebilmekte olup, her ailenin gelir veya giderinin tespiti somut olaya göre yapılmalıdır. Ancak bunun mümkün olmaması hâlinde ise ….olduğu anlaşılan sanığın yaşam tarzına, mesleki durumuna ve sosyal seviyesine göre harcamaları, bu statüde bulunan ortalama bir aileye göre yapılacaktır. Bu ise ancak anılan hususlar konusunda karşılaştırma yapabilecek bir uzman tarafından yapılabilecektir.


Haksız mal edinme suçunun sabit  olup olmadığının tespiti bakımından mahkemece, bir bankacı, bir yeminli mali müşavir veya hesap uzmanı, ayrıca sanığın aile fertleriyle birlikte yaşam tarzına, mesleki durumuna ve sosyal seviyesine göre (yiyecek, giyecek, kira, eğitim, telefon faturaları, kredi kartı gibi) temel harcamaları ile yasal gelirlerinin denkliği ile tasarruf edebileceği miktar yönünden karşılaştırma yapabilecek, sanıkla aynı veya benzer mesleki ve gelir durumuna sahip bir uzmandan oluşacak bilirkişi heyetinden rapor aldırılmalıdır.” denilmek suretiyle haksız mal edinmenin tespitinde genel ve emsal olabilecek bir değerlendirme yapılmıştır.


Haksız mal edinilip edinilmediği hususu kişinin ilgili dönemde kendisinin, eşinin, velayeti altındaki çocuklarının sahip oldukları taşınır ve taşınmaz malları edinmek maksadıyla yaptığı harcama miktarı ile bu dönemde kendisinin ve eşinin elde ettiği gelirlerinden yaptığı tasarruf miktarının mukayese edilmesi suretiyle belirlenmelidir. İlgili dönemde kira ödeyip ödemediği araştırılarak, kira ödemediğinin tespiti halinde, ücret gelirleri toplamının %60'lık bölümünü ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla harcadığı, %40'lık bölümünü ise taşınır ve taşınmaz mal edinmek maksadıyla tasarruf ettiği kabul edilmelidir. Haksız mal edinip edinmediği hususunun tespit edilmesine yönelik tasarruf miktarı toplamı ile harcama miktarı toplamının mukayese edilmesi işleminin sağlıklı bir şekilde  yapılabilmesi için; gelir miktarı, gelirin elde edildiği yıl; harcama miktarı ise harcamanın yapıldığı yıl ile mukayese işleminin yapıldığı yıl arasındaki dönem için geçerli Yeniden Değerleme Oranı (YDO) ile çarpılarak gelir ve harcama miktarı, mukayese işleminin yapıldığı yıl fiyatlarına dönüştürülmelidir.


Memurların mal bildirimi kapsamında maruz kalabilecekleri kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının uygulanması ve cezaya esas fiil ve eylemin değerlendirilmesi ile ilgi olarak emsal bir olayda Danıştay, 12. Dairesince “ …Öte yandan; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-j maddesinde düzenlenen cezanın konuluş amacı göz önünde bulundurulduğunda, davacının satın  aldığı aracın tescilini yaptırmış olması, aracın taşıt kredisi ile alınmış olması, haksız ve geliri ile mütenasip olmayan mal edindiğine ve edindiği malı gizleme maksadı taşıdığına yönelik iddia ve tespitin bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının suç işleme kastıyla hareket etmediği sonucuna ulaşıldığından, davaya konu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir. Kaldı ki, Asliye Ceza Mahkemesi'nin 10.5.2012 tarihli E:2012/498, K:2012/498 Sayılı kararında; 5.10.2011 tarihli bilirkişi raporuna atıfta bulunularak; 3628 Sayılı Kanunun 4. maddesi kapsamında eşi ile davacının maaşı toplandığında eyleminin haksız mal edinme kapsamında sayılmayacağından beraatine karar verilmiştir.” denilmek suretiyle değerlendirme yapılmıştır.


5-MAL BİLDİRİMİNİN KONUSU


Mal bildiriminde bulunacakların kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye yapılan aylık net ödemenin, ödeme yapılmayan görevlilerin ise, 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil  etmektedir.


Mal bildirimlerde, malların bildirim tarihindeki değerleri esas alınmaktadır.


Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen her türlü zam ve tazminatlar dahil net aylık miktarı, aylıklara uygulanan katsayının belirlenmesini müteakip Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilmektedir.


Bu tutar 01 Temmuz 2024 itibariyle 56.571,79 TL olarak belirlenmiştir. Bu tutar 01 Ocak 2025 tarihinden geçerli olmak üzere belirlenecek memur maaş katsayılarına göre değişecek ve yine Hazine ve Maliye Bakanlığınca ilan edilecektir.


Mal bildiriminde bulunacakların kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan; 

a) Taşınmaz malları (arsa ve yapı kooperatif hisseleri dahil, değerine bakılmaksızın), 

b) Kendilerine aylık ödenenler, «net aylık tutarının beş katından»; aylık ödenmeyenler ise Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen net aylığın beş katından fazla değer ve tutarındaki; 

1) Para ve para hükmündeki kıymetli kağıtları, 

2) Hisse senedi ve tahvilleri, 

3) Altın ve mücevheratı, 

4) Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, traktör, biçer-döver, harman makinası ve diğer ziraat makinaları, inşaat ve iş makinaları, hayvanlar, koleksiyon ve ev eşyaları ile diğer taşınır malları, 

5) Hakları, 

6) Alacakları, 

7) Borçları, 

8) Gelirleri, 

mal bildirimine konu teşkil eder. Taşınmaz mallar haricindeki yukarıda belirtilen mal, hak, alacak, borç ve gelirlerin ayrı ayrı toplam değerleri tek kalem halinde gösterilir. 


Yönetmelik hükmünde belirtilen “mahiyet ve miktardaki malın iktisabı” ifadesinden ek mal bildirimi verilmesinde malın mahiyetinin ve miktarının birlikte aranması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu hükümden hareketle, taşınmaz veya taşınır mal fark etmeksizin net aylık tutarının beş katından az tutardaki mal edinimlerinin beyan zorunluluğu bulunmamaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus taşınmazlar için genel beyan döneminde değerine bakılmaksızın beyan zorunluluğu varken ek mal beyanında bu zorunluluğun bulunmadığıdır.


Örnek 1- Aylık net maaşı 45.000 TL olan bir memur, 45.000 x 5 = 225.000 TL den fazla değerde mal elde edinmesi ya da borçlanması halinde ek mal bildiriminde ve genel beyan döneminde ise genel mal beyanında bulunmak zorundadır. 


Örnek 2- Kendilerine aylık ödeme yapılmayanlar için ise, genel idare hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen her türlü zam ve tazminatlar dahil net aylık tutar 2024 yılı için 56.571,79 TL olduğundan 56.571,79 x 5 = 282.858,95 TL den fazla mal elde edinmesi ya da borçlanması halinde ek mal bildiriminde ve genel beyan döneminde ise genel mal beyanında bulunmak zorundadır.

Örnek 3- Her iki örnekteki kişilerden birisi beldelerinde 200.000,00 TL ye bir hobi bahçesi yapmak için arsa almışsa bedeli rakamsal hadlerin altında kaldığından ek mal bildirimi vermelerine gerek olmayıp taşınmaz edindiklerinden rakamsal tutara bakılmaksızın sadece genel beyan döneminde genel mal beyanında bulunmak zorundadır. Bu tutarlar 01 Ocak 2025 tarihinden geçerli olmak üzere belirlenen memur maaş katsayılarına göre değişecek ve yine Hazine ve Maliye Bakanlığınca ilan edilecektir.


Aylık net maaşı 50.000 TL olan bir memurun 30/12/2024 tarihinde 500.000 TL tutarında bir taşınmaz edindiği, bu taşınmazı edinmek için 100.000 TL tutarında kredi çektiği ve 400.000 TL tutarındaki arabasını satması halinde; 

  • 500.000-TL bedelli taşınmazın değeri ve 400.000 TL bedelli araba satış tutarı memurun net maaşının 5 katını aştığı için hem taşınmaz hem de araba satışı için 30/01/2025 tarihine kadar ek mal bildiriminde ve 289/02/2025 tarihine kadar da genel mal bildiriminde bulunması gerekmektedir. Ayrıca, 100.000 TL kredinin memurun net maaşının 5 katını aşmamasına rağmen aynı zaman dilimi ve aynı iş için kullanıldığı dikkate alındığında buna ilişkin bildirimde bulunulması gerektiğinden bu kredi tutarının da aynı ek mal bildirimiyle birleştirilerek diğer mallar ile bildirilmesi gerekmektedir.

  • Aynı kişinin her ay maaşından arttırarak biriktirdiği ve net maaşının 5 katını aşacak şekilde 300.000 TL tutarında bir meblağ için de ek mal bildiriminde bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü bu meblağ ani bir artış olmadığı için kişinin mal varlığında önemli bir değişiklik sayılmamaktadır.

  • Aynı kişinin veraset yoluyla edindiği taşınmaz veya herhangi bir mal, alacak, borç bulunması halinde, veraset yoluyla edinilen mallar mal varlığında önemli bir artışı ifade edeceğinden bu mallar için de edinilen tarihten itibaren 1 ay içinde ek mal bildiriminde ve sonu (0) ve (5) ile biten izleyen genel mal beyanı döneminde de genel mal bildiriminde bulunması gerekmektedir. 


Eşlerin her ikisinin de mal bildiriminde bulunması gereken kişiler olmaları halinde, her eş ayrı ayrı mal bildiriminde bulunulması gerekmektedir.


Örnek – Her ikisi de mal bildirimi vermek zorunda olan eşlerden kendi üzerine olarak aldığı arsayı bir ay içinde kurumuna ilave bildirimle bildiren eş ile birlikte diğer eş de yine bir ay içinde kendi kurumuna ilave mal bildirimi vermek zorundadır. Dolayısıyla eşlerin her biri ayrı ayrı mal bildiriminde bulunmak zorundadır.

Bu takdirde, eşlerin her biri ayrı ayrı eşi ile velayeti altındaki çocuklarının da mallarını bildirmek zorundadırlar.


Mal bildiriminde eşleri ile velayeti altındaki ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarının taşınmaz malları ile net aylık tutarının beş katını geçen taşınır mallar, hak, gelir, alacak ve borçları bildirilir. Memurla birlikte yaşayan ve velayet hakkı sona eren çocukların mal varlıklarının bildirilmesine gerek yoktur.


Veraset yoluyla edinilen mallar içinde ek mal bildiriminde bulunulması gerekmektedir.


Veraset yoluyla miras kalan malların da genel usul ve esaslar kapsamında mal bildirimi ile beyanı gerekmektedir. Veraset yoluyla miras kalan taşınmazların intikali yapılmamış olsa dahi de ortada tescilsiz iktisap söz konusu olduğundan taşınmazın sahibi olarak kişinin mal bildiriminde bulunması gerekir. Kişinin eşi de mal bildirimi vermek zorunda olan kişilerden ise o da eşine miras kalan malların bildirimini yapmak zorundadır.


Bir aydan kısa süreli de olsa araba, arsa alım satımı yapılırsa da malın alımı için de satımı için de mal bildiriminde bulunmak gerekmektedir. Kısa süreli alım satımların bildirilmeyeceğine dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.


6-MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI GEREKEN SÜRELER


Mal bildirimde bulunulması gereken sürelere 3628 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme uyarınca mal bildirimlerinin;


a) 3628 sayılı Kanun kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle,

b) Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanmalarda, atamayı izleyen bir ay içinde,

c) Belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği gibi seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde, 

d) Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,

e) Yönetim ve denetim kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine seçim ve atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde, 

f) Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde, 

g) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri faaliyete geçme tarihini, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları bu işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen bir ay içinde, 


verilmesi zorunludur.


Mal bildirimi verilmesi zorunlu görevlere atanmada mal bildirimi verilmedikçe göreve atama yapılamaz. 


Mal bildiriminde Yönetmeliğe ekli "Mal Bildirimi Formu" tek nüsha olarak doldurulur ve tarih belirtilmek suretiyle bildirim sahibince imzalanmalıdır.


Mal bildiriminin verilmesini gerektirir görevlerde bulunanlar, eşleri velayeti altındaki çocukları ve kendilerinin şahsi mal varlıklarında önemli bir değişiklik olduğunda, değişikliği izleyen bir ay içinde yeni edindikleri mal, hak, gelir, alacak ve borçlara münhasır olmak üzere ek mal bildirimi vermek zorundadırlar.


3628 sayılı Kanun ve Yönetmelikte gösterilen mahiyet ve miktardaki malın iktisabı ile hak, alacak veya gelir sağlanması veya borçlanılması, mal varlığında önemli değişiklik sayılmaktadır.


Kanunda ve Yönetmelikte belirtilen süreler içinde mal bildiriminde bulunmayanlara, bildirimin verileceği mercilerce yazılı olarak ihtarda bulunulur. Bu ihtar, ilgilisine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. 


İhtarın kendisine tebliğinden itibaren bir ay içinde bildirimde bulunmayanlar hakkında gerekli işlem yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. 


Müfettiş ve muhakkikler de, soruşturma ile ilgili olarak verdikleri süre zarfında mal bildiriminde bulunmayan hakkında yetkili Cumhuriyet başsavcısına suç duyurusunda bulunurlar.


Mal bildirimi yükümlülüğünü yerine getirmeyen kamu görevlisine ilk olarak mal beyanında bulunması için ihtarda bulunulması gerekmektedir. Verilen ihtara rağmen 30 gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunulmaması ve diğer şartların varlığı halinde disiplin cezasının uygulanması gerekmektedir. Emsal bir olay nedeniyle Danıştay 5. Dairesince “….. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, mal bildiriminde bulunulmadığının idarece tespiti halinde bu hususun davacıya ihtar edilmesi gerekliliğinin bir idari usul olarak düzenlenmiş bulunduğu görülmektedir. Bu usul, aynı zamanda davacının suç işleme kastıyla hareket edip etmediğinin açığa kavuşturulması bakımından da önem arz etmektedir. Dolayısıyla, mal bildiriminde bulunmadığı belirlenen davacıya ilk olarak ihtarda bulunulması, ihtara rağmen otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmadığı takdirde şartları varsa disiplin cezası tesis edilmesi yoluna gidilmelidir. 

Bu durumda, davacının, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında soruşturmayı yürüten müfettiş tarafından mal beyanında bulunmasının istenilmesi üzerine ek mal beyanı ile ... plakalı aracı beyan etmesi sebebiyle edindiği malı gizleme maksadı taşıdığı söylenemeyeceğinden, anılan cezanın konuluş amacı göz önünde bulundurularak suç işleme kastıyla hareket etmediği sonucuna ulaşılan davacının oniki ay uzun süreli durdurma cezasıyla cezalandırılmasına dair davaya konu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.” denilmek suretiyle verilen disiplin cezası iptal edilmiştir.


Anayasa Mahkemesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin “Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak,” biçimindeki (j) alt bendinin Anayasa’nın 2. ve 38. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemiyle açılan davada mal bildirimin verilme zamanının belirlenmesinde mal edinme tarihinin nasıl belirleneceği konusunda “Her ne kadar 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununda ve Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik de, hangi durumlarda ve hangi sürede mal bildiriminde bulunulması gerektiği düzenlenmiş ise de, sözü edilen “belirlilik” ilkesi gereği, bu durum ve sürelerin, başka kanun ve yönetmeliklerde değil, cezanın verildiği madde  içerisinde yer alması gerekmektedir. Cezaya konu eylemin oluşup oluşmadığının ya da hangi hallerde oluştuğu konusunun açıklığa kavuşması için ilgililer mevzuatı araştırma gereği duyuyorsa, bu ceza maddesinin açık ve net olduğundan söz edilemez. Bununla birlikte, 3628 sayılı Kanunda yer almakla birlikte; hangi hallerin mal edinme sayıldığı ve hangi tarihte mal edinmenin gerçekleştiğinin tespiti noktasında da bir açıklık bulunmamaktadır. Maddi olayda olduğu gibi, kredi ile alınan dolayısıyla rehinli olan aracın, rehin kalktığında mı yoksa tescil tarihinde mi malın edinilmiş sayıldığı açıkça düzenlenmemiştir. Böyle bir durum kanunda açık ve net olarak düzenlenmeli ilgililerin hukuki yorumuna ve bilgisine bırakılmamalıdır. Yine; hisse senedi, tahvil, bono, gayrimenkul vs.nin hangi hallerde edinilmiş sayılacağı ve buna göre de bildirilmesi gerektiği konusu da ilgililerin hukuki yorum ve bilgisine bırakılmaktadır. Halbuki her bir mal çeşidine göre bildirim için geçerli olan sürenin hangi tarihte başlayacağının ceza maddesinin de net olarak belirlenmesi gerekmektedir.” denilmek suretiyle Anayasa Mahkemesi değerlendirmesini yapmış ancak düzenlemeyi de Anayasaya aykırı bulmamıştır. Bu değerlendirmede de görüleceği üzere kredi ile alınan dolayısıyla rehinli olan aracın, rehin kalktığında mı yoksa tescil tarihinde mi malın edinilmiş sayıldığı, hisse senedi, tahvil, bono, gayrimenkul vs.nin hangi hallerde edinilmiş sayılacağı ve buna göre de bildirilmesi gerektiği konusu da ilgililerin hukuki yorum ve bilgisine bırakılmaktadır. Her bir mal çeşidine göre bildirim için geçerli olan sürenin hangi tarihte başlayacağının ceza maddesinin de net olarak belirlenmesi gerekmektedir. Böyle bir durum kanunda açık ve net olarak düzenlenmeli ilgililerin hukuki yorumuna ve bilgisine bırakılmamalıdır.


7-MAL BİLDİRİMİNİN YENİLENMESİ


Mal bildirimlerinin genel beyan dönemleri sonu (0) ve (5) ile biten beş yıllardadır. Bu dönemlerde yapılan bildirim tekrarına genel beyan denilmektedir. Mal bildirimleri yenilenirken, önceki genel beyanda bildirilenler ile ek beyanda bildirilenlerin tamamı tek bildirimde birleştirilerek beyan yapılmalıdır. Yeni bildirimler yetkili merci tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılmaktadır.


Mal bildirimi zorunluluğu görevlerinde bulunanlardan bu görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilemek zorundadırlar. 


Mal bildirimi yenilenirken bir önceki bildirimde yer verilenler ile varsa ek bildirimde yer verilenlerin tamamı birleştirilerek son durum ve son değerler esas alınarak yeni mal bildirimi hazırlanmalıdır.


2025 yılında mal bildirimlerinin yenilenmesi yani yetkili birimlere ibrazı için son gün 28 Şubat 2025 tarihidir.


8-MAL BİLDİRİMLERİNDE KARŞILAŞTIRMA


Kişiler tarafından verilen yeni ve ek bildirimler, mal bildiriminin verilmesi gereken yetkili merciler tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılmaktadır. Ancak;


  • Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için, özlük işleri ile ilgili birimlerde,

  • Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların genel müdürleri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri için ilgili bakanlıklarda, 


toplanan mal bildirimlerinde yer alan bilgiler kamu kurumları bilgisayarlarında mevcut bilgilerle bilgisayar ortamında ve gizliliği sağlanacak şekilde karşılaştırılır.


Karşılaştırma bir tutanağa bağlanır.


Yapılan karşılaştırma sonucunda gerçeğe aykırı bildirimde bulundukları veya haksız mal edindikleri, kaçırdıkları veya gizledikleri anlaşılanlar hakkında yetkili mercilerce Cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulur.


9-MAL BİLDİRİMLERİNİN VERİLECEĞİ MERCİLER 


Mal bildirimlerin verileceği merciler şunlardır:

  • Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı,

  • Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar için Cumhurbaşkanlığı,

  • Yüksek mahkemelerin daire başkan ve üyeleri için mahkemenin başkanı, 

  • Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için özlük işleriyle ilgili sicil ve belge raporlarının bulunduğu makam veya merci, 

  • Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların Genel Müdürleri, yönetim ve denetim kurulu için ilgili Bakanlık,

  • Kooperatifler ve birliklerin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri için kooperatiflerin ve birliklerin denetimlerinin yapıldığı kuruluşlar,

  • İl Genel Meclisi Üyeleri için Valiler,

  • Belediye Meclis Üyeleri için Belediye Başkanları,

  • Belediye Başkanları için İçişleri Bakanlığı, 

  • Vakıfların idare organlarında görev alanlar için Vakıflar Genel Müdürlüğü,

  • Görevlerinden ayrılanlar için bu görevlerinde iken bildirimlerinin vermeleri gereken makam veya mercii,

  • Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için atamaya yetkili makam veya mercii,

  • Noterler için Adalet Bakanlığı,

  • Mal bildirimi verecek son merciler için, kendi kuruluşlarının özlük işleri ile ilgili makam veya mercii,

  • Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için kurum ve dernek genel başkanlığı, 

  • Siyasi parti genel başkanları için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 

  • Yeminli mali müşavirler için Hazine ve Maliye Bakanlığı, 

  • Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve Kamu yararına sayılan derneklerin genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri için İçişleri Bakanlığı, bunların şube başkanları için bulundukları İl Valilikleri, 

  • Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları bulundukları yer en büyük mülki amirliği.


Mal bildirimin verilmesi gereken merciler, mal bildirimlerinin süresi içinde verilmesini sağlamakla sorumludurlar. Bu merciler mal bildirimlerinin verilmesini izlemek için birim veya personel görevlendirirler.


Ayrıca bakanlık üst yöneticileri merkez teşkilatları ile varsa bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli her düzeydeki kamu personelinin mal bildirimlerinin verilmesi, verilen mal bildirimlerine ilişkin gerekli inceleme ve karşılaştırmaların yapılmasını sağlamak ve bu çerçevede yapılacak çalışmalar sonucunda, gerekli görülen hallerde personelin mal bildirimleri hakkında ilgili denetim birimlerince inceleme yapılması için girişimde bulunmak veya konuyu Cumhuriyet başsavcılıklarına  bildirmekle görevli ve sorumludur.



Mal Bildirimlerinin Verileceği Merciler

Cumhurbaşkanı Yardımcıları

Cumhurbaşkanlığı

Bakanlar

Cumhurbaşkanlığı

Her türlü seçimle iş başına gelen kamu görevlileri (muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç)

TBMM Üyeleri

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı

Belediye Başkanları

İçişleri Bakanlığı

Belediye Meclis Üyeleri

İlgili Belediye Başkanlıkları

İl Genel Meclis Üyeleri

İlgili Valilikler

Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri (iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevli Personel (İşçiler Hariç)

Özlük İşleri ile İlgili Birimler

Kurum, Teşebbüs, Teşekkül ve Kuruluşların Genel Müdürleri ile Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri

İlgili Bakanlıklar

Türk Hava Kurumu ve Türkiye Kızılay Derneğinde

Genel Yönetim Üyeleri ve Merkez Denetleme Kurulu Üyeleri

İçişleri Bakanlığı

Şube Başkanları

İl Valilikleri

Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar

Kurum ve Dernek Genel Başkanlığı

Kamu Kurumu Niteliğinde Meslek Kuruluşlarında

Görevli Olanlar

Kurum Başkanlığı

Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri

İlgili Bulundukları Bakanlıklar

Kamuya Yararlı Derneklerde

Genel Yönetim Üyeleri ve Merkez Denetleme Kurulu Üyeleri

İçişleri Bakanlığı

Şube Başkanları

İl Valilikleri

DİĞERLERİ

Görevlerinden Ayrılanlar

Bu Görevlerinde İken Bildirimlerini Vermeleri Gereken Makam veya Merci

Yüksek Mahkemelerin Daire Başkan ve Üyeleri

İlgili Mahkemenin Başkanı

Özel Kanunlarına Göre Mal Bildiriminde Bulunmak Zorunda Olanlar (Konfederasyon, Sendika ve Sendika Şubesi Başkan ve Yöneticileri Dahil

Kanunlarında Öngörülen Makam veya Merci

Gazete Sahibi Gerçek Kişiler Gazete Sahibi Şirketlerin Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri, Sorumlu Müdürleri, Başyazarları ve Fıkra Yazarları

Bulundukları Yer En Büyük Mülki Amirliği

Kooperatiflerin ve Birliklerinin Kooperatiflerin ve Birliklerin Başkanları, Yönetim  Kurulu Üyeleri ve Genel Müdürleri

Denetimlerinin Yapıldığı Kuruluşlar

Vakıfların İdare Organlarında Görev Alanlar

Vakıflar Genel Müdürlüğü

Siyasi Parti Genel Başkanları

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Noterler

Adalet Bakanlığı

Yeminli Mali Müşavirler

Hazine ve Maliye Bakanlığı

Mal Bildirimi Verecek Son Merciler

Kendi Kuruluşlarının Özlük İşleri İle İlgili Makam veya Merci

Diğer Kurum ve Kuruluşların Memur ve Hizmetlileri

Atamaya Yetkili Makamları


10-MAL BİLDİRİMİNİN GİZLİLİĞİ 


Mal bildirimleri, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla bildirimde bulunanın özel dosyasında saklanmalıdır. Bildirimlerin içeriği hakkında, 3628 sayılı Kanunun 20’nci maddesi hükmü dışında hiçbir şekilde açıklama yapılamaz ve bilgi verilemez. Ayrıca mal bildirimlerindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunulamaz. 3628 sayılı Kanunun 20’nci maddesi gereğince de özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşları; 3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi, Hazine ve Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve 3628 sayılı Kanundaki diğer mercilerce  istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede eksiksiz vermek zorundadır.


Ancak, Kamu Görevlileri Etik Kurulu mal bildirimlerini gerektiğinde inceleme yetkisine sahiptir. Mal bildirimlerindeki bilgilerin doğruluğunun kontrolü amacıyla ilgili kişi ve kuruluşlar (bankalar ve özel finans kurumları dahil) talep edilen bilgileri en geç otuz gün içinde Kamu Görevlileri Etik Kuruluna vermekle yükümlüdürler.


Ayrıca mal bildirimi ile ilgili yetkili mercilere verilen bilgiler kişisel bilgi olduğundan bu kişisel bilgileri paylaşanlar 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca da cezalara maruz kalabilirler. Esasen 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esaslar düzenlenmiştir. Kanunda kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi olarak tanımlanmıştır. 6698 sayılı Kanunun 12 nci maddesi gereğince veri sorumlusu kişisel verilere hukuka aykırı olarak erişilmesini önlemek, kişisel verilerin muhafazasını sağlamak amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idari tedbirleri almak zorundadır. Veri sorumlusu, kendi kurum veya kuruluşunda, 6698 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasını sağlamak amacıyla gerekli denetimleri yapmak veya yaptırmak zorundadır.


11-SÜRESİNDE MAL BİLDİRİMİNDE BULUNMAMANIN YAPTIRIMLARI


Genel kural olarak mal bildirimlerinin zamanında yetkili mercilere verilmesi esas olmakla birlikte kanun koyucu süresinde mal bildirimi vermeyenlere ihtarda bulunulmasını öngörmüştür. Mal bildirimi yükümlülüğünü yerine getirmeyen mal bildirimi ile yükümlü olanlara ilk olarak mal beyanında bulunması için ihtarda bulunulması gerekmektedir.


Verilen ihtara rağmen mal bildirim yükümlüsü 30 gün içinde yine de mazeretsiz olarak bildirimde bulunmaması halinde cezai uygulama yapılmalıdır. Bu kişi memur ise bu durumda da ayrıca 657 sayılı Kanun uyarınca disiplin cezasının uygulanması gerekmektedir.


Memurlar hakkında mal bildirimleri ile ilgili olarak zamanında verilmemesi durumunda açılacak disiplin soruşturmalarında öngörülen kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının 657 sayılı Kanunda öngörülen zamanaşımı süresi de dikkate alınarak disiplin soruşturmasına başlanmalıdır. Aksi taktirde zamanaşımı nedeniyle disiplin soruşturması ve sonuçları iptal edilebilecektir. Emsal bir olayda Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca “Olayda, davalı idare tarafından, davacının ... bulunan 9/55 arsa hissesini 16/10/2003 tarihinde babasından satış yolunda iktisap etmesi sonrasında 1 aylık kanuni sürede mal bildiriminde bulunmadığı belirtilerek disiplin cezası verme yoluna gidilmiş ise de, soruşturma raporunda da belirtildiği üzere davacının söz konusu gayrimenkulü 11/01/2005 tarihinde verdiği mal bildirimiyle davalı idareye beyan etmiş olması, buna karşılık disiplin soruşturmasının yaklaşık 4,5 ay sonra 20/05/2005 tarihinde başlatılmış olması karşısında, olayda 657 sayılı Yasa'nın 127. maddesinde kademe ilerlemesinin durdurulması cezası için öngörülen 1 aylık zamanaşımı süresinin geçirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, 657 sayılı Yasa'nın zamanaşımı başlıklı 127. maddesinde düzenlenen ve ilgililer bakımından güvence niteliği taşıyan zamanaşımı süreleri kamu düzenine ilişkin olmaları nedeniyle disiplin soruşturmasını açmaya yetkili amirlerce uyulması zorunlu olan süreler olduğundan, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası için anılan  Yasa'da öngörülmüş olan 1 aylık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra yapılan disiplin soruşturması esas alınarak davacıya verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşılmış olup davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü…” denilerek disiplin cezasının uygulanması hukuka uygun bulunmamıştır.


Mal bildirimi vermesi gereken kişiler içinde sayılan bir mamurun zamanında mal bildirimini vermemesi halinde tarafına 30 günlük süre verilmeden doğrudan disiplin cezası uygulanması neticesinde de Danıştay 5. Dairesince “….. mal bildiriminde bulunulmadığının idarece tespiti halinde bu hususun davacıya ihtar edilmesi gerekliliğinin bir idari usul olarak düzenlenmiş bulunduğu görülmektedir. Bu usul, aynı zamanda davacının suç işleme kastıyla hareket edip etmediğinin açığa kavuşturulması bakımından da önem arz etmektedir. Dolayısıyla, mal bildiriminde bulunmadığı belirlenen davacıya ilk olarak ihtarda bulunulması, ihtara rağmen otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmadığı takdirde şartları varsa disiplin cezası tesis edilmesi yoluna gidilmelidir. 

Bu durumda, davacının, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında soruşturmayı yürüten müfettiş tarafından mal beyanında bulunmasının istenilmesi üzerine ek mal beyanı ile ... plakalı aracı beyan etmesi sebebiyle edindiği malı gizleme maksadı taşıdığı söylenemeyeceğinden, anılan cezanın konuluş amacı göz önünde bulundurularak suç işleme kastıyla hareket etmediği sonucuna ulaşılan davacının oniki ay uzun süreli durdurma cezasıyla cezalandırılmasına dair davaya konu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.” denilmek suretiyle verilen disiplin cezası iptal edilmiştir.


Kanunda mazeretsiz olarak bildirimde bulunulmaması haline yer verilmiş ama hangi hallerin mazeret kabul edilip edilmeyeceğine dair bir düzenleme yapılmamıştır. Mazeret halleri her yasada kendi özel hallerine göre belirlenmektedir. Mazeretsiz olarak ifadesinden mücbir sebep olarak da kabul edilebilmektedir. Mücbir sebep ise “Herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar.” olarak tanımlanmaktadır.


4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 10 uncu maddesi gereğince mücbir sebep olarak kabul edilebilecek haller aşağıda belirtilmiştir:

a) Doğal afetler.

b) Kanuni grev.

c) Genel salgın hastalık.

d) Kısmî veya genel seferberlik ilânı.

e) Gerektiğinde Kurum tarafından belirlenecek benzeri diğer haller.

Süre uzatımı verilmesi, sözleşmenin feshi gibi durumlar da dahil olmak üzere, idare tarafından yukarıda belirtilen hallerin mücbir sebep olarak kabul edilebilmesi için; yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması, taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması, yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş bulunması, mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak bildirimde bulunması ve yetkili merciler tarafından belgelendirilmesi zorunludur.


213 sayılı Vergi Usul Kanununun 13 üncü maddesi gereğince mücbir sebepler:

1. Vergi ödevlerinden her hangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;

2. Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler;

3. Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;

4. Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısiyle defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması;

gibi hallerdir.


5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 91 inci maddesinde sayılan yangın, su baskını, sel, kuraklık, yer kayması, deprem gibi afetlerle ağır hastalık, ağır kaza, tutukluluk ve sabotaj gibi nedenler mücbir sebep sayılmaktadır.


12-MAL BİLDİRİMİNİN GİZLİLİĞİ


3628 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi gereğince mal bildirimleri ile yetkili mercie verilen bilgilerin gizliliği esastır. Mal bildirimleri, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla bildirimde bulunanın özel dosyasında saklanmalı ve kimsenin göremeyeceği bir şekilde muhafaza edilmelidir. Bildirimlerin içeriği hakkında 3628 sayılı Kanunun 20 nci maddesi gereğince 3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi, Hazine ve Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve 3628 sayılı Kanundaki diğer mercilerce  istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede eksiksiz verilmesi gerekmektedir. Bu durumlar haricinde mal bildirimlerinin içeriği hakkında yetkisiz ve ilgisiz kişilere bilgi verilmesi yasaklanmıştır. 


Ancak, Kamu Görevlileri Etik Kurulu mal bildirimlerini gerektiğinde inceleme yetkisine sahiptir. Mal bildirimlerindeki bilgilerin doğruluğunun kontrolü amacıyla ilgili kişi ve kuruluşlar (bankalar ve özel finans kurumları dahil) talep edilen bilgileri en geç otuz gün içinde Kamu Görevlileri Etik Kuruluna vermekle yükümlüdürler.


Mal bildiriminin içeriği hakkında yetkili kılınmamış kişi veya kurumlara bilgi verenler ve bildirimin gizliliği esas olduğundan bildirimde bulunan gizli bilgileri açıklayanlar üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.


Ayrıca mal bildirimlerindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında herhangi bir şekilde yazılı veya görsel yayında da bulunulması yasaklanmıştır. Bu fiilin basın yoluyla işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılmaktadır.


13-GERÇEĞE AYKIRI BİLDİRİMDE BULUNMANIN CEZASI 


Mal bildirimi vermekle yükümlü olanların;


  • Kendilerine,

  • Eşlerine,

  • Velayetleri altındaki çocuklarına (ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmamış)


ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye yapılan aylık net ödemenin, ödeme yapılmayan görevlilerin ise, 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil  etmektedir. Memurla birlikte yaşayan ve velayet hakkı sona eren çocukların mal varlıklarının bildirilmesine gerek yoktur.


Mal bildiriminde bulunacakların kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan; 

a) Taşınmaz malları (arsa ve yapı kooperatif hisseleri dahil, değerine bakılmaksızın), 

b) Kendilerine aylık ödenenler, «net aylık tutarının beş katından»; aylık ödenmeyenler ise Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen net aylığın beş katından fazla değer ve tutarındaki; 

1) Para ve para hükmündeki kıymetli kağıtları, 

2) Hisse senedi ve tahvilleri, 

3) Altın ve mücevheratı, 

4) Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, traktör, biçer-döver, harman makinası ve diğer ziraat makinaları, inşaat ve iş makinaları, hayvanlar, koleksiyon ve ev eşyaları ile diğer taşınır malları, 

5) Hakları, 

6) Alacakları, 

7) Borçları, 

8) Gelirleri, 

mal bildirimine konu teşkil etmektedir. Taşınmaz veya taşınır mal fark etmeksizin net aylık tutarının beş katından az tutardaki mal edinimlerinin ek beyan zorunluluğu bulunmamaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus taşınmazlar için genel beyan döneminde değerine bakılmaksızın beyan zorunluluğu varken ek mal beyanında bu zorunluluğun bulunmadığıdır.


Veraset yoluyla edinilen mallar içinde ek mal bildiriminde bulunulması gerekmektedir. Veraset yoluyla miras kalan malların da genel usul ve esaslar kapsamında mal bildirimi ile beyanı gerekmektedir. Veraset yoluyla miras kalan taşınmazların intikali yapılmamış olsa dahi de ortada tescilsiz iktisap söz konusu olduğundan taşınmazın sahibi olarak kişinin mal bildiriminde bulunması gerekir. Kişinin eşi de mal bildirimi vermek zorunda olan kişilerden ise o da eşine miras kalan malların bildirimini yapmak zorundadır.


Bir aydan kısa süreli de olsa araba, arsa alım satımı yapılırsa da malın alımı için de satımı için de mal bildiriminde bulunmak gerekmektedir. Kısa süreli alım satımların bildirilmeyeceğine dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.


Mal bildirimini gerçeğe aykırı olarak yapanlara kanunen de daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilmektedir. 


14-HAKSIZ MAL EDİNME, MAL KAÇIRMA VEYA GİZLEME 


3628 sayılı Kanun kapsamında haksız mal edinmeye Kanunun 4’üncü maddesinde yer verilmiştir. Mal bildirimi uygulamasında “Haksız mal edinme” mevzuata veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar sayılmaktadır. Ancak haksız mal edinme kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için belirli kriterlere uyulması gereklidir. Kişinin geliri, gideri, sosyal yaşantısı gibi kriterler göz önüne alınmalıdır. Gerçekten gelir ve gider kavramları aileden aileye değişebilmekte olup, her ailenin gelir veya giderinin tespiti somut olaya göre yapılmalıdır. Ancak bunun mümkün olmaması hâlinde ise kişinin yaşam tarzına, mesleki durumuna ve sosyal seviyesine göre harcamaları, bu statüde bulunan ortalama bir aileye göre yapılacaktır. Bu ise ancak anılan hususlar konusunda karşılaştırma yapabilecek bir uzman tarafından yapılabilecektir.


Haksız mal edinene 3628 sayılı Kanun uyarınca kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde üç yıldan beş yıla kadar hapis ve ayrıca ağır para cezası verilmektedir. 3628 sayılı kanunda yapılan düzenleme ile haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı cezanın verilmesi öngörülmüştür.


15-MAL BİLDİRİMİ KAPSAMINDA ZORALIM 


3628 sayılı Kanun kapsamında haksız edinilmiş olan malların zoralımına karar verilmektedir. Ceza mahkemelerinin bu kapsamda zoralım kararı verme yetkileri bulunmaktadır. Gayrimenkuller açısından tapuda tescilin yapılabilmesi için zor alım kararının mutlaka kesinleşmesi gerekmektedir.


Malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine karar verilmektedir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil edilmektedir.


16-KAMU HİZMETLERİNDEN YASAKLANMA


3628 sayılı Kanunun 11’inci maddesi uyarınca mal bildiriminin içeriği hakkında yetkili kılınmamış kişi veya kurumlara bilgi verenlere ve bildirimin gizliliği esas olduğundan bildirimde bulunanın gizli bilgilerini açıklayanlara uygulanan hapis cezası ile Kanunun 12’nci maddesi gereğince gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlara uygulanan hapis cezası süresi kadar cezaya maruz kalanlara   kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası verilmektedir.


3628 sayılı Kanunun 13’üncü maddesi gereğince haksız mal edinene, haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyenlere uygulanan cezalara maruz kalanlara da müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası verilmektedir.


17-TECİL, PARAYA ÇEVİRME VE ÖN ÖDEME YASAĞI


6328 sayılı Kanunun 6’ncı maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayanlardan ihtarda bulunulanlara ihtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayanlara uygulanan hapis cezası tecil edilebilmektedir. Ancak bu kapsamda soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde bulunmayanlara uygulanan hapis cezası tecil edilmemektedir, para veya tedbire çevrilmemektedir. Yine aynı şekilde mal bildiriminin muhtevası hakkında gizli bilgileri açıklayanlara uygulanan cezalar,


  • Gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlara uygulanan cezalar,

  • Haksız mal edinen, mal kaçıran veya gizleyenlere uygulanan cezalar,

  • Kamu hizmetlerinden yasaklanma cezaları


tecil edilememekte, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilememektedir.


18-MAL BİLDİRİMİ KAPSAMINDA SORUŞTURMA


3628 sayılı Kanunda sayılan ve suç olarak nitelendirilen mal bildiriminde bulunmama, mal bildiriminin gizliliğini ihlal, gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma, haksız mal edinme, mal kaçırma ya da gizleme suçları  ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve  satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmamaktadır. Ancak bu düzenleme valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanmamakta olup bunlar hakkında 4483 sayılı Kanun uygulanmaya devam edilecektir. Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri de 3628 sayılı Kanunla saklı tutulmuştur. Bu kişiler hakkında Cumhuriyet savcılığınca doğrudan soruşturma yapılabilecektir.


Cumhuriyet Savcıları bu kapsamdaki suçların işlendiğini öğrendiğinde sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve bizzat soruşturmaya başlamakla beraber durumu atamaya yetkili amirine veya mal bildiriminde bulunması gereken yetkili mercilere bildirmektedir. Bu durumda Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ile gelini ve damadından mal bildiriminde bulunmalarını istemektedir. Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savcısına mal bildiriminin verilmesi zorunludur. Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de sanıktan ve sayılan ilgililerden mal bildirimi isteminde bulunurlar. Bu istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal bildiriminin verilmesi keza zorunludur. Cumhuriyet Savcısı, kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği yolunda delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili tedbirin alınmasını görevli mahkemeden veya para veya malın bulunduğu yer hukuk mahkemesinden isteyebilmektedir.


Düzenlemede bahsedilen 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında suçlar aynı Kanunun 150 ila 161 inci maddelerinde düzenlenmiştir. Bu suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturma işlemlerine ilişkin usul ve esaslar da Kanunun 162 ila 167 nci maddelerinde belirtilmiştir. Bu düzenlemeler kapsamında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki suçlar;


  • İzinsiz faaliyette bulunmak,

  • Mevduat ve katılım fonu sahiplerinin haklarını engellemek,

  • Düzeltici, iyileştirici ve kısıtlayıcı önlemleri almamak,

  • Yetkili merciler ile denetim görevlilerince istenen bilgi ve belgeleri vermemek ve görevlerini yapmalarını engellemek,

  • Belgelerin saklanması yükümlülüğüne aykırı davranmak,

  • Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak,

  • İşlemlerin kayıt dışı bırakılması ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirme,

  • Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme,

  • İtibarın zedelenmesi,

  • Sırların açıklanması,

  • Zimmet


olarak sayılabilir.


19-MAL BİLDİRİMİ KAPSAMINDA SUÇUN İHBARI


3628 sayılı Kanunda yazılı suç olarak nitelendirilen fiil ve eylemler mal bildiriminde bulunmama, mal bildiriminin gizliliğini ihlal, gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma, haksız mal edinme, mal kaçırma ya da gizleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda 3628 sayılı Kanunda ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarına ilişkin ihbarlar doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılmaktadır.


Cumhuriyet Başsavcılıklarınca ihbar üzerine derhal bir ihbar tutanağı düzenlenmekte ve bir örneği ihbar edene verilmektedir. Acele ve gecikmesinde sakınca olduğu düşünülen hallerde tutanak düzenlenmesi sonraya bırakılabilmektedir.


İhbar edenlerin kimlikleri, rızaları olmadıkça açıklanmamaktadır. Ancak ihbar asılsız çıktığında aleyhine takibat yapılanın istemi üzerine ihbar edenin kimliği açıklanmaktadır.


Bu kapsamda yapılan ihbar veya takipsizlik kararı ve iddianame Cumhuriyet başsavcılığınca, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu kurum veya kuruluşlarına bildirilmektedir. Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması hâlinde Hazine ve Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanmaktadır.


Bu suçlardan dolayı müfettiş ve muhakkiklerin de soruşturma neticesinde delil veya emare elde ettikleri takdirde, işi yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmeleri gerekmektedir.


Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve muhakkikler tarafından kendisine tevdiine lüzum görülmediği halde dahi evrakın taalluk ettiği iş hakkında soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek evrakı ait olduğu merciden isteyebilmektedir.


3628 sayılı Kanunda ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve  satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından dolayı delil veya emare elde eden müfettiş ve muhakkikler durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmedikleri takdirde bunlar hakkında da yapılacak takibattan dolayı 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanmamaktadır. 


İhbar konusu işlendiği iddia edilen suç hakkında dava açılıncaya kadar bilgi vermek ve yayın yapmak yasaktır.


20-SORUŞTURMA USULÜ


3628 sayılı Kanun ile kapsamdaki suçlarla ilgili olarak özel bir soruşturma usulü düzenlenmektedir. Kanunun 17’nci maddesinde de bu suçlar ile ilgili olarak 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.


Bu düzenleme gereğince 3628 sayılı Kanunda sayılan ve suç olarak nitelendirilen mal bildiriminde bulunmama, mal bildiriminin gizliliğini ihlal, gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma, haksız mal edinme, mal kaçırma ya da gizleme suçları  ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve  satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçları hakkında bu Kanunla belirlenen özel soruşturma usulü uygulanacaktır. Diğer suçlar hakkında ise 4483 sayılı Kanuna göre karar verilecektir. 3628 sayılı Kanun ile 4483 sayılı Kanundan farklı olarak kapsamdaki suçların soruşturulmasında izin istenmesi uygulaması yerine sadece bilgi verilmesi uygulaması öngörülmüştür. Cumhuriyet Savcısı 3628 sayılı Kanunda sayılan ve suç olarak nitelendirilen mal bildiriminde bulunmama, mal bildiriminin gizliliğini ihlal, gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma, haksız mal edinme, mal kaçırma ya da gizleme suçları  ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve  satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarının işlendiğini öğrendiğinde sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve bizzat soruşturmaya başlamakla beraber durumu atamaya yetkili amirine veya mal bildiriminde bulunulacak mercilere bildirmektedir. 


Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ile gelini ve damadından mal bildiriminde bulunmalarını istemektedir. Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savcısına mal bildiriminin verilmesi zorunludur.


Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de sanıktan ve ilgililerden mal bildirimi isteminde bulunurlar. Bu istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal bildiriminin verilmesi keza zorunludur. 


Cumhuriyet Savcısı, kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği yolunda delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili tedbirin alınmasını görevli mahkemeden veya para veya malın bulunduğu yer hukuk mahkemesinden isteyebilmektedir.


21-SONUÇ


Mal bildirimlerinin zamanında verilmesi, karşılaştırmalarının yapılması, karşılaştırma tutanaklarının hazırlanması, bu işlemlerin takibinin kurumların uygulayıcıları tarafından titizlikle yapılması gerekmektedir. Ayrıca mal bildiriminin gizliliğine çok titiz bir şekilde riayet edilmeli ve özellikle mal bildirimlerinin özel ve ayrı bir arşivde muhafazasına dikkat edilmelidir.


Özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşları 3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi, Hazine ve Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve Kanundaki diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede eksiksiz vermek zorundadır.


Aksine davranan kişiler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Bu ceza, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilememekte ve ertelenememektedir.


Comments


MİDsembol_siyah-10.png

MAHALLİ İDARELER DERNEĞİ

Cihan Sokak No:31/10 Sıhhiye Çankaya-Ankara

Tel:

0.312.230 5580
0.312.230 4272

Faks:

0.312.231 4058

HESAP ADI:   MAHALLİ İDARELER DERNEĞİ

IBAN NO     :  TR47 0001 0007 9506 5689 8850 01

SOSYAL MEDYA

  • Instagram
  • Facebook
  • LinkedIn
  • YouTube

E-BÜLTEN

Her ay yayınlanan makalelerden haberdar olun.

Üye olduğunuz için teşekkür ederiz.

©2023 Powered and secured by wingroup

bottom of page