top of page
Yazarın fotoğrafıMİD Enstitü

Belediye Gelirlerinde Tebligat


Belediye Gelirlerinde Tebligat

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 98 inci maddesinde, ‘Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanuna göre alınacak vergi, harç ve katılma payları hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve bunların ek ve tadilleri hükümleri uygulanır.’ hükmü yer almaktadır.


213 sayılı Vergi Usul Kanunu, vergilendirme işlemleri ile vergilendirme sürecinde uygulanacak esas ve usulleri gösteren özel bir idari usul kanunudur. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun kapsamı ve uygulanacağı vergi, resim ve harçlar bu Kanunun birinci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; genel bütçeye giren vergi, resim ve harçlar ile il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanır.


2464 sayılı Kanun’un 98 inci maddesi hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere, genel bütçeli idarelerle il özel idareleri ve belediyeler tarafından toplanan vergi, resim ve harçlar ile bunlara bağlı faiz ve zamlarla ilgili olarak vergi ilişkisinden doğan hak, yetki ve görevlerin gerçekleştirilme ve kullanılma biçimleri ile bunlara aykırılıklarda uygulanacak müeyyideleri gösteren hükümleri bünyesinde toplayan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, belediyelerin tarh ve tahsile yetkili olduğu vergi, harç ve katılma payları bakımından da uygulanacak temel usul kanunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu itibarla, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri, vergi, harç ve katılma payları hakkında da uygulanacaktır.


213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun tebliğe ilişkin hükümleri belediye gelirleri uygulamasında önemli yer tutmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93.maddesine göre tebliğ; tahakkuk fişi dışında kalan, vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden tüm belge ve yazıların muhatabına duyurulması olarak belirtilmektedir. Belediye gelirleri uygulamasında da tebliği zorunlu olan tahakkuk fişleri, vergi ceza ihbarnameleri, ödeme emirleri, düzeltme fişleri, düzeltme isteminin reddine ilişkin yazılar ve belediyelerce mükellefe süre belirtilerek yazılan yazıların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun tebliğe ilişkin hükümleri uyarınca tebliğ edilmesi gerekmektedir.


2.İDARE HUKUKUNDA TEBLİGAT

Tebligat işlemleri pek çok idari işlemin başlangıcını teşkil etmesi bakımından son derece önemlidir. Ancak vergi hukukunda tebligat, vergileme sürecinin bir parçası olduğu için ayrıca önem arz eder. İdare hukukumuzda tebligat konusunda 2 temel ayrım vardır. Bunlardan birincisi özel tebligat olarak nitelendireceğimiz vergi hukukuyla ilgili tebligatlardır ve bu tebligatlar hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri geçerlidir.


2.1.213 SAYILI VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE TEBLİĞ

Tebliğ, vergilendirme sürecinin başlı başına bir aşamasıdır. Vergilendirme ile ilgili tebliğler, Vergi Usul Kanununa tabidir. Dolayısıyla belediye gelir sürecine ilişkin tüm bilgi ve evrakların (ödeme emri, ihbarname, yazı gibi) bu Kanuna göre tebliğ edilmesi gerekmektedir.

Vergi Usul Kanunu, vergilendirme sürecinin parçası olarak tebliği 21 inci maddesinde tanımlamıştır. Buna göre tebliğ, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna bildirilmesidir. 


2.1.1.Tebliğ yapılacak kimseler

Vergi Usul Kanunu’nun 94.maddesine göre tebliğ,

-Mükelleflere,

-Kanuni temsilcilere,

-Umumi vekillerine,

-Vergi cezası kesilenlere

Yapılır.


2.1.1.1.Mükellefler ve kendisine ceza kesilenler:    Mükellef, kendisine vergi borcu düşen gerçek veya tüzel kişidir. Bu durumda tebliğ, mükellefin veya ceza kesilenin kendisine yapılabilir.


2.1.1.2.Dava açma yetki vetki ve görevi bulunan umumi vekil:   Umumi vekiller kişiler adına tebliğ evrakını alabilecek kimselerdendir. Yasal temsilcilik kanundan, vekalet ilişkisi ise sözleşmeden doğar. Umumi (genel) vekil kendisine vekalet verenin her türlü işini yapmak üzere vekalet verilen kişidir.


2.1.1.3.Kanuni temsilci:  Yasal temsilcilik kanundan doğan temsilciliktir. Eğer gerçek kişi mükellef veya vergi sorumlusunun yasal temsilcisi varsa kendisine tebligat yapılamaz. Tebligatın bu kimselere yapılması gerekir. Çünkü yasal temsilciliğin söz konusu olduğu durumda hukuki ehliyetsizlik var demektir. Bilindiği gibi vergi mükellefi veya sorumlusu olmak için kanuni ehliyet şart değildir. Yasal temsilci birden fazla ise bunlardan birine tebligat yapılabilir.


2.1.1.4.Mirasçılar:  Ölüm halinde mükellefin ödevleri kanuni ve mansup mirasçılarına geçer. Ölüm halinde vergi cezası düşer ancak mirası reddetmemiş mirasçıların her biri ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nisbetinde sorumlu olurlar. Her mirasçıya kendi payı tebliğ edilir. Verginin tümü bir mirasçıya tebliğ edilmişse tebligat mirasçının kendi payı oranında geçerlidir. Mirasçılara yapılacak tebliğler, üç aylık bekleme süresinden sonra yapılmalıdır. Daha önce yapılmış tebliğler mirasın reddi halinde hükümsüz olur.


2.1.2.Tüzel kişilere yapılacak tebliğler

Tüzel kişilerin iradesi organları aracılığıyla açıklanır. Organlar, hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleri ile tüzel kişiliği borçlu ya da alacaklı duruma sokarlar. 


Tüzel kişilerde, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine; vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine tebliğ yapılır.

Ticaret şirketlerinde temsilciler ve bunlardaki değişiklikler, ilan olmadıkça üçüncü kişiler ve belediye bakımından hüküm ifade etmez. Bu nedenle değiştiği halde tescil ve ilan edilmemiş eski yöneticilere tebligatın geçerli olduğu kabul edilmektedir.


Tüzel kişilerde tebliğin yasal temsilciye yapılması gerekir. Bu temsilciler mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunamadıkları veya tebligatı bizzat alamayacak durumda oldukları takdirde orada hazır bulunan memur ve çalışanlarına tebliğ yapılır.


O halde tebligat sırası;

-Öncelikle yasal temsilci,

-Bulunmadığı takdirde sırasıyla temsilciden sonra gelen kimse veya

-Evrak müdürü gibi bu tür işlerle görevlendirilmiş kimsedir.


Bunlar da bulunamamış ise, bu yerdeki memur ve müstahdeme tebliğ yapılabilir. Ancak bu durumun tebliğ evrakında tespiti gerekmektedir. Birçok Danıştay kararında, tebliğ alındısına bu konuda açıklama düşülmesinin şart olduğu belirtilmektedir.


Danıştay 3.Dairesi bir kararında; ‘memur ya da müstahdemlerden birine tebliğin yapılabilmesi için öncelikle muhatabın iş yerinde bulunamamış olması ve bu hususun tebliğ tutanağına kaydedilmiş olması gerektiği, şirketin yetkilisinin iş yerinde bulunmadığına ilişkin açıklamaya yer verilmeden doğrudan doğruya şirket çalışanı imzası ile tebligatın usulüne uygun gerçekleştiğinden ve kamu alacağının kesinleştiğinden söz edilemeyeceğini’ açıklamıştır.


Yine Danıştay son dönemdeki uygulamasında tebliğ yapılan kişinin sigortalı çalışıp çalışmamasının tebligat hükümleri açısından önemli olmadığına , sigortasız çalışmanın SGK mevzuatını ilgilendirdiğine, işyerinde bulunan kişinin müstahdem olarak değerlendirilmesine ve bu kişiye yapılan tebligatın usulüne uygun olduğuna işaret etmektedir.


2.1.3.Özellik arz eden bazı tebligatlar

Tebliğ yapılacak gerçek ve tüzel kişinin özellikli durumuna göre tebliğin yapılış şekli farklılıklar arz edebilmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 96, 97 ve 98 inci maddelerinde konuyla ilgili ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.


2.1.3.1. Askerlere yapılacak tebligat: Kara, deniz, hava ve jandarma eratına yapılacak tebliğler, kıta komutanı ve müessese amiri gibi en yakın üst vasıtasıyla yapılır. Bu evrakı derhal tebliğ olunacak kimseye vermediği takdirde üst, tazminle mahkûm olur.


2.1.3.2.Yabancı memleketlerde bulunanlara yapılan tebligat:  Yabancı ülkelerde bulunanlara tebligatın nasıl yapılması gerektiği Kanunun 97 inci maddesinde düzenlenmiştir.


Buna göre;

Yabancı memlekette bulunanlara tebliğ o memleketin yetkili makamı vasıtasıyla yapılır. Bunun için anlaşma varsa veya o memleketin kanunları müsait ise o yerdeki Türk siyasi memuru veya konsolosu tebliğin yapılmasını yetkili makamdan ister.


Kendisine tebliğ yapılacak kişi Türk vatandaşı ise tebliğ Türk siyasi memuru veya konsolosu vasıtasıyla da yapılabilir. Bu halde bildirimi Türkiye elçiliği veya konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapar. Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir. Bildirimin, o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde Türkiye elçiliği veya konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat 30.günün sonunda yapılmış sayılır. Muhatap, Türkiye elçiliği veya konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılır. Evrak bekletilmeksizin mercine iade edilir.


Yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu Bakanlık vasıtasıyla Dışişleri Bakanlığı’na, oradan da Türkiye elçilik veya konsolosluğuna gönderilir.

Yabancı memlekette resmi görevle bulunan Türk memurlarına tebliğ Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla yapılır.


Yabancı memlekette bulunan askeri şahıslara yapılacak tebliğ, bağlı bulundukları kara, deniz, hava kuvvetleri komutanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı vasıtasıyla yapılır.


2.1.3.3.Kamu idare ve müesseselerine tebliğ:  Kamu idare ve müesseselerine yapılacak tebliğ bu idare ve müesseselerin en büyük amirlerine veya bunların muavinlerine veya en büyük amirin yetkili kılacağı memurlara yapılır.


2.1.4.Tebliğ şekilleri

Tebliğ, mükellefin bilinen adreslerine yapılır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 101 inci maddesine göre bilinen adresler şunlardır:

-Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri,

-Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından tutanakla tespit edilen işyeri adresleri,

-5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi.

Belediye gelirlerine ilişkin evrak ve dokümanların tebliği mevzuata göre 4 şekilde gerçekleştirilebilir. Bunlar;

-Posta yoluyla tebliğ

-Memur eliyle tebliğ

-Elektronik ortamda tebliğ

-İlan yoluyla tebliğ

olarak sıralanır.


2.1.5.Tebliğ evrakının teslimi

Vergi Usul Kanunu’nun 102 inci maddesinde tebliğ evrakının teslimine yönelik ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir. Buna göre;

Tebliğ olunacak evrakı içeren zarf posta idaresince muhatabına verilir ve bu durum muhatap ile posta memuru tarafından tebliğ alındısına tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunur.

Muhatap, imza atacak kadar yazı bilmez veya herhangi bir sebeple imza atamayacak durumda bulunursa sol elinin başparmağı bastırılmak suretiyle tebliğ edilir.

Muhatap, tebellüğden imtina ederse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılır. Posta memuru, tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza ederek, tebliğ olunacak evrakı tebliği yaptıran idareye teslim eder. Bu durumda tebliğ, pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihte yapılmış sayılır.


Yine Kanun koyucu tebligatın yapılmasını kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Örneğin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sistemine göre yerleşim yeri adresi olan kişiler için herhangi bir belge veya evrakın tebliğ edilememe ihtimali yoktur. Mernis adresi olarak adlandırılan bu adrese tebliğe çıkılan hallerde tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması durumunda (bulunamama durumu o adresten geçici ayrılmaları da kapsar) durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir. Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılır. Bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek , tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir. Tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması halinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması halinde on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılır.


2.1.6.İlanen tebligat

Kanunun 103 ile 106 ıncı maddeleri arasında ilânen tebligatın ne şekilde yapılacağı açıklanmıştır.


2.1.6.1.Tebliğin ilanla yapılacağı haller

Aşağıda yazılı hallerde tebliğ ilân yoluyla yapılır:

-Muhatabın Kanunun 101 inci maddesi kapsamında bilinen adresi yoksa,

-Bilinen adreslerde tebliğ yapılamaması hallerinde, muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı bir adresi bulunmazsa,

-Yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkân yoksa,

-Başkaca nedenlerden dolayı tebliğ yapılmasına imkân yoksa.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu bir kararında ; dava konusu olayda davacı şirketin ve temsilcilerinin bilinen adreslerinde tebligat yapılamadığı açık olduğundan, ihbarnamelerin ilanen tebliğ edilmesinde ve ilan yoluyla tebliğ edilerek tahakkuk ettirilen ancak vadesinde ödenmeyen kamu alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde yasaya aykırılık bulunmadığına hükmetmiştir.


2.1.6.2.İlanın şekli

Tutarlara göre ilanen tebligatın ne şekilde yapılacağı Kanunun 104 üncü maddesinde açıklanmıştır. Buna göre;

*17.000-TL’ye kadar olan tebligatlar kurumun ilan panosunda,

*17.000,00 TL- 1.700.000,00 TL arası olan tebligatlar bir yerel gazete ve bir internet haber sitesinde,

*1.700.000,00 TL üstü olan tebligatlar Türkiye genelinde yayın yapan günlük gazetelerin birinde ve bir internet haber sitesinde ilan edilir.

Yukarıdaki rakamlar her yıl Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile güncellenmektedir. 


2.1.6.3.İlanın içeriği

İlanda aşağıdaki bilgiler yer almalıdır:

-Tebliğin muhatabının adı, soyadı ve tüzel kişilerde ünvanı,

-Tebliğin ilgili olduğu gelir kalemine ilişkin ayrıntılı bilgi (içeriği, tutarı, dönemi, vadesi vb.)

-İlan tarihinden itibaren bir ay içerisinde ilânı yapan makama bizzat veya vekil aracılığıyla müracaat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgraf aracılığıyla açık adreslerini bildirmeleri,

-Kendilerine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı.


2.1.6.4.İlanın sonuçları

İlan üzerine bizzat veya vekil aracılığıyla müracaat edenlere yerinde, adres bildirenlere ise posta ile tebliğ yapılır.


İlan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde ne belediyeye başvurmuş ne de adresini bildirmiş olanlara bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılır.


2.1.7.Elektronik tebligat

Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesi ile , 93 üncü maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre elektronik ortamda tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.


Hazine ve Maliye Bakanlığı, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeğe ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer esas ve usulleri belirlemeye yetkilidir.


213 sayılı Vergi Usul Kanununa tabi olan tebligatlar için elektronik tebligat sadece Gelir İdaresi Başkanlığı’na tabi vergi daireleri tarafından kullanılmakta; tüm belediyelerin kullanabileceği ortak bir elektronik tebligat sistemi bulunmamaktadır.


2.1.8.Köylerde ödeme emirlerinin tebliği

Ödeme emirlerinin tebligatı da diğer vergisel dokümanlar gibi 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ilgili maddelerine göre yapılmalıdır. Ancak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “ödeme emri” başlıklı 55 inci maddesinin 3 üncü bendi ödeme emirlerinin tebligatı ile ilgili bazı özel hükümler getirmiştir.


Buna göre; belediye sınırları dışındaki köylerde bulunan borçlulara ödeme emirleri muhtarlıkça tebliğ olunur. Ödeme emirlerinin muhtarlığa teslim tarihinden itibaren 15 gün içerisinde tebligat yapılmadığı takdirde ödeme emirleri tebliğ edilmemiş olan borçluların isimleri ödeme emri hüküm ve mahiyetinde olan bir “ödeme cetveline” alınarak borçlular borçlarını ödemeye ve  mal bildiriminde bulunmaya çağrılırlar. Ödeme cetveli köyde herkesin görebileceği bir yere asılmak suretiyle tebliğ olunur. Cetvelin asılıp indirilmesi bir tutanakla tespit edilir. Cebren tahsil ve takip ödeme emrinin tebliği veya ödeme cetvelinin indirilmesi tarihinde başlamış olur.


Görüleceği üzere 213 sayılı Kanunda muhtarlığa tebliğ ile ilgili bir madde yokken 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesinde belediye sınırları dışındaki köylerde ödeme emirlerinin muhtarlık kanalıyla tebliğ ettirileceği hüküm altına alınmıştır.


2.1.9.Hatalı tebliğler

Vergi Usul Kanununun “hatalı tebliğler” başlıklı 108 inci maddesinde şekil hatalarının sınırı çizilmiş olup “mükellefin adının, verginin türü veya miktarının, vergi mahkemesinde dava açma süresinin hiç yazılmamış olması ya da tebliğin görevli bir makam tarafından çıkarılmamış olması” esasa etki eden şekil hataları olarak kabul edilmiş, bu şekilde yapılan tebliğler geçersiz kabul edilmiştir. İlgili hükümde ifade edilen hususlar haricinde ortaya çıkacak şekil hataları ise esasa etki eden şekil hatası olarak kabul edilmeyerek hukuken geçerli bir işlem olarak kabul edilmiştir.


2.2.7201 SAYILI TEBLİGAT KANUNUNA GÖRE TEBLİĞ

Belediye gelirlerini ilgilendiren ödeme emri, ihbarname, yazı gibi evrak ve belgelerin muhataplarına tebliğ edilmesi işlemlerinde 213 sayılı Kanun hükümlerine uyulması gerekmektedir.213 sayılı Kanunda açıklık bulunmayan hallerde ise 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun genel hükümler başlıklı 1 ila 33.maddelerdeki hükümler esas alınacaktır.

Bu kapsamda 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun belediye gelirlerini ilgilendirebilecek bölümlerinin incelenmesinde fayda görülmektedir:


2.2.1.7201 sayılı Kanunda tebligat usulleri

7201 sayılı Kanun 4 temel tebligat yöntemi öngörmüştür. Bunlar;

-Memur eliyle tebligat

-Posta yoluyla tebligat

-Elektronik ortamda tebligat

-İlanen tebligat


2.2.2.Elektronik tebligat

Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. 7201 sayılı Kanun uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemleri, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından kurulan ve işletilen Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi üzerinden yürütülür.


2.2.3.Bilinen adreste tebligat

Tebligat, tebliğ yapılan şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ancak kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı ve kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması mümkündür.


2.2.4.Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina

Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina 7201 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre kendisine tebligat yapılacak kimse adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim edilenin adresini içeren ihbarnameyi binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır.


Yine yukarıdaki açıklamalara paralel olarak, gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim edilenin adresini içeren ihbarnameyi binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır.


2.2.5.İlanen tebligat

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nda yer alan ilanen tebliğ hükümleri 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan hükümlerden farklılık arz etmektedir. 7201 sayılı Kanunda ilanen tebliğe ilişkin hükümler Kanunun 28 ila 31 inci maddeleri arasında yer almaktadır. Buna göre;

Adresi meçhul olanlara ilanen tebligat yapılır. 

İlanen tebliğ, tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde yayım yapan bir gazete ve internet haber sitesi ve ayrıca Basın İlan Kurumu ilan portalında yapılır. Tebliğ olunacak evrak ve ilan sureti tebliği çıkaran idarenin ilan panosuna da asılır.

İlanen tebliğ son ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra yapılmış sayılır. İlanen tebliğe karar veren idare duruma göre daha uzun bir süre tayin edebilir. Ancak bu süre 15 günü geçemez.


3.SONUÇ

Bilgilendirme ve belgelendirme işlevi gören tebligat, belediye gelir sürecinde hakların kazanılması ve kaybedilmesi ile hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından oldukça önemli bir role sahiptir. Geçerli bir tebligat işlemi yapılabilmesi için tebliğin usulüne uygun olarak yapılması esastır.


Belediye gelir işlemleri geliri doğuran olay ile başlamakta ve içerisinde bir dizi süreci barındırmaktadır. Gelir süreci birbirini tamamlayan bir önceki işlem ile bir sonraki işlemin birbiri ile bir bağ halinde olduğu temel olarak tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsil aşamalarını barındırmaktadır. Aşamalar halinde birbirinin devamı niteliğinde işleyen gelir sürecinde mükellefler açısından çeşitli ve maddi yükümlülükler ortaya çıkmakta ve mükellef bu yükümlülükleri idareden aldığı tebliğler ile yerine getirmektedir. Nitekim idari işlem niteliği taşıyan aşamaların mükellefe bildiriminde rol alan tebligatlar, mükellefler açısından hukuka uygunluk karinesinden yararlanan idareye karşı hakların kazanılması ve/veya kaybedilmesi konusunda önemli bir rol oynamaktadır.


Tebligatlar idare ile mükellef arasında oldukça önemli bir yere sahip olması nedeniyle usulüne uygun bir şekilde muhatabına ulaştırılması gerekmektedir. Nitekim usulüne ve şekle uygun olarak yapılmayacak tebligatlar hukuk aleminde sonuç doğurmayacaktır.

Belediye gelirlerine ilişkin yapılacak tebligatlarda ikili bir ayrımı sürekli olarak göz önünde tutmak gerekir:


Buna göre belediyelere ait vergi, resim ve harçlar  213 sayılı Vergi Usul Kanununa tabidir ve bunların tebligatında  bu Kanunun ilgili hükümleri uygulanır.

Yukarıdakilerin dışında kalan ve Vergi Usul Kanununa tabi olmayan ücret, kira gibi diğer gelirlerde ise 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri geçerlidir



Özkan BAĞDADİOĞLU

İç Denetçi





KAYNAKÇA


-6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun


-213 sayılı Vergi Usul Kanunu


-Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri


-2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu


-7201 sayılı Tebligat Kanunu


-Ahmet OZANSOY, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu Açıklaması, Mevzuat Yayıncılık


-Serhat TAŞPINAR, Tüm Yönleriyle Belediye Gelirleri, Seçkin Yayıncılık


-Dr.Fatih TORUN, Belediye Gelirleri, Adalet Yayınevi


2 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page