top of page

Ücretten Kesme Cezası Ve Bakanlığa Ödenmesi

Yazarın fotoğrafı: MİD EnstitüMİD Enstitü

4857 sayılı İş Kanunu’nun 32’nci maddesinde genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilmektedir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilememektedir. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmaktadır. Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilememekte ve yerine yeni işçi alınamamaktadır. Ayrıca bu işler bu gerekçelerle başkalarına yaptırılamamaktadır.


Yine 4857 sayılı İş Kanunu’nun “Ücret kesme cezası” başlıklı 38’inci maddesinde işçilerin ücret kesme cezası ile ilgili düzenleme ve usul, esaslara yer verilmiştir. Ayrıca işçi ücretlerinden ceza olarak kesilen paraları kullanmaya yetkili kurulun teşekkülü ve çalışma esaslarını belirlemek amacıyla İşçi Ücretlerinden Ceza Olarak Kesilen Paraları Kullanmaya Yetkili Kurulun Teşekkülü ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik yayımlanmıştır.


2-İŞÇİLERDE ÜCRETİN TESPİTİ VE ÖDENMESİ


Çalışma hayatında ücret genel olarak işçi ve işveren arasında uygulanan iş sözleşmeleri ile belirlenmektedir. Ayrıca taraf olunan toplu iş sözleşmeleri ile de ücret ve ücretlere ilişkin usul ve esaslar belirlenebilmektedir. İş sözleşmesi ise bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur. Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini ve diğer zorunlu bilgileri gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür. İş sözleşmeleri belirli veya belirsiz süreli yapılır.


İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır.


Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiye, belirli bir zaman ölçüt alınarak ödenecek ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatler, işçinin çalıştığı süreye orantılı olarak verilir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar.


Kısmî süreli iş sözleşmesi işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda yapılan sözleşmedir. Kısmî süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir. 


Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödeme yapılabilir. Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir. İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur. Ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır.


İşyerleri ve işletmelerinde İş Kanunu hükümlerinin uygulandığı    işverenler ile üçüncü kişiler, Türkiye genelinde çalıştırdıkları işçi sayısının en az beş olması halinde çalıştırdıkları işçiye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka  hesapları dışında ödeyemezler. 


İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır. Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.


3-ÜCRETİN ZAMANINDA ÖDENMEMESİ


İş Kanunu’nun 34’üncü maddesi gereğince işverenleri tarafından ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilmektedir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmaktadır. Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz. İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse, ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa, yahut çalışma şartları  uygulanmazsa İş Kanununun “İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 24 üncü maddesi uyarınca süresi belirli olsun veya olmasın işçi iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilmektedir. 


4-ZAMANINDA ÖDENMEYEN İŞÇİ ÜCRETİNİN KAMU MAKAMLARINCA HAKEDİŞLERDEN KESİLMESİ


İş Kanununun 36’ncı maddesi gereğince genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesine dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar, asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hakedişlerinden öderler. Bunun için hakediş ödeneceği ilgili idare tarafından işyerinde şantiye şefliği işyeri ilân tahtası veya işçilerin toplu bulunduğu yerler gibi işçilerin görebileceği yerlere yazılı ilân asılmak suretiyle duyurulur. Ücret alacağı olan işçilerin her hakediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında idarelere herhangi bir sorumluluk düşmemektedir. 


Bu kapsamdaki müteahhitlerin bu işverenlerdeki her çeşit teminat ve hakedişleri üzerinde yapılacak her türlü devir ve el değiştirme işlemleri veya haciz ve icra takibi bu işte çalışan işçilerin ücret alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra, kalan kısım üzerinde işlem yapılmaktadır. Bir işverenin üçüncü kişiye karşı olan borçlarından dolayı işyerinde bulunan tesisat, malzeme, ham, yarı işlenmiş ve tam işlenmiş mallar ve başka kıymetler üzerinde yapılacak haciz ve icra takibi, bu işyerinde çalışan işçilerin icra kararının alındığı tarihten önceki üç aylık dönem içindeki ücret alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra, kalan kısım üzerinde işlem yapılır.


İşverenler, alt işverene iş vermeleri hâlinde, bunların işçilerinin ücretlerinin ödenip ödenmediğini işçinin başvurusu üzerine veya aylık olarak resen kontrol etmekle ve varsa ödenmeyen ücretleri hak edişlerinden keserek işçilerin banka hesabına yatırmakla yükümlüdür.


5-ÜCRET KESME CEZASI


4857 sayılı İş Kanunu’nun 38’inci maddesi gereğince işveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası verememektedir. İşçi ücretlerinden ceza olarak yapılacak kesintilerin işçiye derhal sebepleriyle beraber bildirilmesi gerekmektedir. İşçi ücretlerinden bu yolda yapılacak kesintiler bir ayda iki gündelikten veya parça başına yahut yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde işçinin iki günlük kazancından fazla olamamaktadır.


İşçilerden ücretten kesme mahiyetinde kesilen tutarlar işçilerin eğitimi ve sosyal hizmetleri için kullanılıp harcanmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına Bakanlıkça belirtilecek Türkiye'de kurulu bulunan ve mevduat kabul etme yetkisini haiz bankalardan birine, kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde yatırılır. Her işveren işyerinde bu paraların ayrı bir hesabını tutmaya mecburdur. Birikmiş bulunan ceza paralarının nerelere ve ne kadar verileceği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının başkanlık edeceği ve işçi temsilcilerinin de katılacağı bir kurul tarafından karara bağlanır. Bu kurulun kimlerden teşekkül edeceği, nasıl ve hangi esaslara göre çalışacağı İşçi Ücretlerinden Ceza Olarak Kesilen Paraları Kullanmaya Yetkili Kurulun Teşekkülü ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelikte gösterilmiştir.


İşveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası verememektedir. Yargıtay’ın konu ile ilgili bir yargılamasında “…. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması uyarınca da sözleşme ile kararlaştırılan yevmiye kesme cezası dışında, yargı kararı olmadığı sürece işveren zararını işçinin ücretinden ve tazminatından kesemez. ….. Dosya içeriğine göre davacının tedavi görmemesine rağmen, tedavi görür gibi harcırah ve ücret aldığı iddiası ile disiplin soruşturması ile kınama ve yevmiye kesme cezası uygulanmış ve yevmiye kesme cezası dışında raporlu günler için aldığı ücret ve harcırah kıdem tazminatı ve ücretinden yargı kararı olmadan kesilmiştir. Davacının disiplin cezasını gerektiren davranışının kanıtlanması halinde kınama cezası ve TİS hükümlerine göre verilecek yevmiye kesme cezası yerinde olacağından, bu yevmiye kesme cezasının gün olarak hesaplanacak miktarı dışında davacı işçinin yargı kararı olmadan ücretinden ve tazminatından işverenin diğer zararının, kısaca harcırah ve raporlu olunan  günler için ödenen ücretin kesilmesi olanağı bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta işverenin yevmiye kesme cezası dışında harcırah ve raporlu olunan günler için kıdem tazminatı ile ücretinden yargı kararı olmadan kesinti yapması yasal olmadığından, davacının buna yönelik isteminin kabulü yerine reddi hatalı olmuştur.” denilmek suretiyle karar verilmiştir.


İşçiye İş Kanunu, iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinde hüküm bulunmadan ücret kesme cezası verilmesi halinde işçinin itirazı üzerine yanlış işlem düzeltilmezse işçinin bu nedenle haklı nedenle fesih hakkı ortaya çıkacaktır. Konu ile ilgili bir Yargıtay kararında “4857 Sayılı İş Kanunu’nun 38. maddesinde ücretten kesme cezasının ancak toplu iş sözleşmesinde veya iş sözleşmelerinde öngörülen nedenler dışında sebeplerle uygulanamayacağı düzenlenmiştir. Dosyada davalı işverene ücretten kesme cezası öngören bir sözleşme bulunmamaktadır. Davacı işçinin yapılan kesintiye itirazının kabul edilmemesi üzerine işyerinden ayrıldığı, bu suretle iş sözleşmesinin işçi tarafından eylemli olarak, haklı sebeple feshedildiği anlaşılmaktadır.” denmiştir.


Hangi hallerde ve hangi miktarda ücret kesinti cezasının uygulanacağı iş sözleşmesinin içinde yer alabileceği gibi, iş sözleşmesinin ekindeki bir çizelgede veya ayrıca düzenlenecek ve karşılıklı olarak imza altına alınacak bir belgede belirlenebilir. Bugün çalışma yaşamında, iş sözleşmesinin eki çizelgede, personel ve disiplin yönetmeliğinde veya toplu iş sözleşmesinde düzenlenmekte, hangi hallerde ve miktarlarda ücret kesinti cezasının uygulanacağı belirlenmektedir. Ücret kesinti cezası uygulanırken sorun yaşanmaması için ücret kesinti cezasına neden olan durumun tutanakla belirlenmesi, işçinin savunmasının alınması, yapılacak ayrıntılı inceleme ve değerlendirmeye göre karar verilmesi ve işçiye durumun yazılı olarak tebliğ ve tebellüğ edilmesi yerinde olacaktır. İşçi, işverenin ücret kesme cezasını yersiz ve haksız bulursa iş mahkemesinden cezanın kaldırılmasını isteyebilir.


İşçilerden bu kapsamda kesilen paralar işçilerin eğitimi ve sosyal hizmetleri için kullanılıp harcanmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı banka ilgili hesabına kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde yatırılmalıdır. Her işveren işyerinde bu paraların ayrı bir hesabını tutmaya mecburdur.


Banka Hesap Bilgileri

Maliye Bakanlığı ÇSGB Merkez Saymanlık Müdürlüğü İşçi Ücretlerinden Kesilen Ceza Paraları Hesabı

T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Emek Şubesi – ANKARA

Hesap No: 972628305001

IBAN No: TR 95 0001 0007 6597 2628 3050 01

Vergi No: 8150999545 / Merkez Saymanlık Maltepe Vergi Dairesi


Bu kapsamda ceza paralarından desteklenecek projeler şunlardır:

  • Eğitim Projeleri: İşçilerin mesleki eğitimleri veya iş sağlığı ve güvenliği konularında eğitimlerine ilişkin hazırlanan projeler.

  • Sosyal Hizmet Projeleri: İşçilerin sosyal hizmetlerini destekleyen projeler.


6-SONUÇ


İşçilere iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinde öngörülmeyen şekilde ücretten kesme cezası uygulanamamaktadır. Ücretten kesme cezası ay içinde iki gündeliği de geçememektedir. İki gündelik tutarından fazla ücretten kesme cezası uygulanması halinde ise her ay iki gündelik tutarında kesinti yapılmak suretiyle kesinti tamamlanmalıdır. Ücretten kesme cezası mahiyetinde hesaplanan tutarların kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili hesabına aktarılması gerekmektedir.

 

Uygulamada sıkça rastlanan hususlardan biri işverenlerin işe gelmeyen işçiye ceza uygulaması olarak işe gelmediği günlere ilişkin ücretlerini kesip ödememesidir. Bu şekildeki bir uygulama Yasa’nın 38. maddesinde belirtildiği şekilde bir ceza uygulaması değildir. Devamsızlıkta ücretin ödenmemesi ile işçiye ücret kesme cezası verilmesi birbirinden tamamen ayrı konulardır. Bu şekilde ücretten yapılan kesintinin ücretten kesme cezası olarak değerlendirilmemesi dolayısıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına aktarılmaması gerekmektedir.


Akın Şimlek

Kamu Yönetimi Uzmanı

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Daire Başkanı


Comments


MİDsembol_siyah-10.png

MAHALLİ İDARELER DERNEĞİ

Cihan Sokak No:31/10 Sıhhiye Çankaya-Ankara

Tel:

0.312.230 5580
0.312.230 4272

Faks:

0.312.231 4058

SOSYAL MEDYA

  • Instagram
  • Facebook
  • LinkedIn
  • YouTube

E-BÜLTEN

Her ay yayınlanan makalelerden haberdar olun.

Üye olduğunuz için teşekkür ederiz.

©2023 Powered and secured by wingroup

bottom of page