top of page

Avrupa Kültür Başkenti Olmanın Şehirler Ve Belediyeler İçin Önemi

ree

Avrupa Kültür Başkenti programı, 1985 yılından bu yana Avrupa şehirlerinin kültürel, sosyal ve ekonomik dönüşümünde önemli bir katalizör görevi görmektedir. Bu çalışma, Avrupa Kültür Başkenti unvanının şehirler ve özellikle belediyeler için taşıdığı stratejik önemi incelemekte ve bu unvanı kazanmak için izlenmesi gereken yol haritasını ortaya koymaktadır. Program, başlangıcından bu yana 60'tan fazla şehrin kültürel kimliğini güçlendirmiş, kentsel dönüşümünü hızlandırmış ve uluslararası tanınırlığını artırmıştır.

Araştırmalar, Avrupa Kültür Başkenti unvanını kazanan şehirlerin turizm gelirlerinde ortalama %15'lik bir artış, kültür endüstrilerinde %25'e varan bir büyüme ve kentsel altyapı yatırımlarında belirgin bir iyileşme yaşadığını göstermektedir. Ancak programın asıl önemi, şehirlerin sosyal dokusunda ve kültürel kimliğinde yarattığı kalıcı dönüşümdür. Bu bağlamda belediyeler, hem başvuru sürecinin yönetiminde hem de programın uygulanmasında kilit rol oynamaktadır.


Bu makale, programın yasal çerçevesini, başvuru sürecini ve değerlendirme kriterlerini detaylı bir şekilde ele almakta, başarılı uygulama örneklerini incelemekte ve Türkiye'deki belediyeler için pratik öneriler sunmaktadır. Çalışma ayrıca, programın sürdürülebilir kentsel kalkınma, paydaş yönetimi ve kültürel planlama açısından belediyeler için sunduğu fırsatları analiz etmektedir. Sonuç olarak, Avrupa Kültür Başkenti programı, belediyelerin kültür odaklı kentsel gelişim stratejilerini hayata geçirmeleri için eşsiz bir fırsat sunmaktadır.


  1. GİRİŞ

Küreselleşen dünyada şehirler, kültürel kimliklerini koruma ve geliştirme konusunda giderek artan bir rekabetle karşı karşıya kalmaktadır. Bu bağlamda, Avrupa Kültür Başkenti programı, şehirlerin kültürel potansiyellerini ortaya çıkarmaları ve uluslararası alanda kendilerini konumlandırmaları için önemli bir platform sunmaktadır. Program, otuz beş yılı aşkın süredir Avrupa şehirlerinin kültürel, sosyal ve ekonomik dönüşümüne öncülük etmekte ve yerel yönetimlere benzersiz fırsatlar sunmaktadır.


1.1. Çalışmanın Amacı ve Kapsamı

Bu çalışma, Avrupa Kültür Başkenti programının şehirler ve özellikle belediyeler açısından taşıdığı stratejik önemi kapsamlı bir şekilde ele almayı amaçlamaktadır. Çalışmanın temel hedefleri şunlardır:

  • Avrupa Kültür Başkenti programının yapısını ve işleyişini detaylı bir şekilde incelemek

  • Programın şehirlere sağladığı kültürel, sosyal ve ekonomik kazanımları analiz etmek

  • Belediyeler için başvuru sürecinden uygulama aşamasına kadar izlenebilecek stratejik bir yol haritası sunmak

  • Başarılı uygulama örneklerinden hareketle Türkiye'deki belediyeler için pratik öneriler geliştirmek


Çalışma kapsamında, programın yasal çerçevesi, başvuru ve değerlendirme süreçleri, seçim kriterleri ve başarılı uygulama örnekleri incelenmektedir. Ayrıca, programın sürdürülebilir kentsel kalkınma, paydaş yönetimi ve kültürel planlama boyutları ele alınmaktadır.

1.2. Avrupa Kültür Başkenti Programının Tarihsel Gelişimi

Avrupa Kültür Başkenti programı, 1985 yılında dönemin Yunan Kültür Bakanı Melina Mercouri'nin vizyoner önerisiyle hayata geçirilmiştir. Mercouri, kültürün Avrupa entegrasyonunda oynadığı kritik rolü vurgulayarak, şehirlerin kültürel zenginliklerini öne çıkaracak bir program önermiştir. İlk olarak "Avrupa Kültür Şehri" adıyla başlatılan program, 2000 yılında "Avrupa Kültür Başkenti" adını almıştır.


Programın ilk yıllarında, her yıl tek bir şehir seçilirken, 2000 yılından itibaren aynı yıl içinde birden fazla şehrin seçilmesine olanak tanınmıştır. Bu değişiklik, Avrupa'nın farklı bölgelerinden şehirlerin eşzamanlı olarak kültür başkenti olabilmesine ve aralarında işbirliği geliştirebilmesine imkan sağlamıştır. Program kapsamında bugüne kadar 60'tan fazla şehir Avrupa Kültür Başkenti unvanını taşımıştır.


Programın yasal çerçevesi, 1999 yılında Avrupa Parlamentosu ve Konseyi'nin Decision 1622/2006/EC sayılı kararı ile yenilenmiş, 2006 ve 2014 yıllarında yapılan güncellemelerle günümüzdeki halini almıştır. Bu düzenlemeler, programın daha sistematik ve şeffaf bir yapıya kavuşmasını sağlamış, seçim kriterlerini netleştirmiş ve değerlendirme sürecini standardize etmiştir.


Zaman içinde program, salt kültürel etkinliklerin ötesine geçerek, şehirlerin kapsamlı dönüşümüne katkıda bulunan stratejik bir araca dönüşmüştür. Özellikle 2000'li yıllardan itibaren, programın sürdürülebilir kentsel kalkınma, sosyal içerme ve kültürel altyapı boyutları ön plana çıkmıştır. Glasgow (1990), Lille (2004), Liverpool (2008) ve Essen (2010) gibi örnekler, programın endüstriyel şehirlerin kültür odaklı dönüşümündeki başarısını göstermiştir.


  1. AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ PROGRAMININ YAPISI VE İŞLEYİŞİ

Avrupa Kültür Başkenti programı, detaylı bir yasal çerçeve ve sistematik bir işleyiş sürecine sahiptir. Bu bölümde, programın yasal altyapısı, başvuru ve değerlendirme süreçleri ile seçim kriterleri detaylı olarak ele alınmaktadır.


2.1. Programın Yasal Çerçevesi

Avrupa Kültür Başkenti programının güncel yasal çerçevesi, Avrupa Parlamentosu ve Konseyi'nin 445/2014/EU sayılı kararına dayanmaktadır. Bu karar, 2020-2033 yılları arasındaki dönemi kapsamakta ve programın temel ilkelerini, hedeflerini ve uygulama esaslarını belirlemektedir. Program hedefleri arasında kültürel çeşitliliğin korunması, kültürlerarası diyaloğun güçlendirilmesi ve kültürün sürdürülebilir kentsel kalkınmaya entegrasyonu yer almaktadır.


Yasal çerçeve, AB üye ülkeleri, aday ülkeler ve potansiyel aday ülkelerin katılım esaslarını ve kotalarını detaylı şekilde düzenlemektedir. Ayrıca, Melina Mercouri Ödülü dahil olmak üzere programın finansal boyutları ve AB katkısının kapsamı da bu çerçevede belirlenmiştir. Program kapsamında gerçekleştirilen faaliyetlerin başarısının ölçülmesi için belirlenen kriterler ve değerlendirme mekanizmaları da yasal düzenlemelerde açıkça tanımlanmıştır.


2.2. Başvuru ve Değerlendirme Süreci

Avrupa Kültür Başkenti seçilme süreci, etkinlik yılından altı yıl önce başlayan kapsamlı bir değerlendirme sürecini içerir. Hazırlık aşaması, etkinlik yılından altı yıl önce ilgili ülke tarafından ulusal düzeyde çağrının yapılmasıyla başlar. Bu dönemde aday şehirler ön başvuru dosyalarını hazırlarken, ulusal düzeyde bilgilendirme toplantıları düzenlenir.

Ön seçim aşaması, etkinlikten beş yıl önce gerçekleşir. Bu aşamada aday şehirler başvuru dosyalarını sunar ve Avrupa uzmanlar paneli tarafından ön değerlendirme yapılır. Değerlendirme sonucunda kısa listeye kalan şehirler belirlenir ve bu şehirlere detaylı başvuru hazırlığı için tavsiyeler iletilir.


Final seçim aşaması, etkinlikten dört yıl önce gerçekleştirilir. Kısa listedeki şehirler nihai başvurularını sunar ve panel tarafından yerinde ziyaretler gerçekleştirilir. Bu sürecin sonunda final değerlendirmesi yapılarak kazanan şehir belirlenir. Seçimi takip eden üç yıllık hazırlık ve izleme döneminde seçilen şehrin hazırlık süreci yakından takip edilir, ilerleme raporları değerlendirilir ve Melina Mercouri Ödülü için değerlendirme yapılır.


2.3. Seçim Kriterleri ve Beklentiler

Avrupa Kültür Başkenti seçim süreci, altı temel kategori altında değerlendirilmektedir. Uzun vadeli strateji kategorisinde, kentin mevcut kültür stratejisi ile uyumu, kültür başkentliği sonrası için kapasite geliştirme planı ve sürdürülebilirlik stratejisi değerlendirilir. Kültürel ve sanatsal içerik açısından, net bir sanatsal vizyonun varlığı, yerel sanatçıların ve kültür kuruluşlarının katılımı ile kültürel programın kapsamı ve çeşitliliği incelenir.


Avrupa boyutu kategorisinde, Avrupa kültürel çeşitliliğinin teşviki, Avrupa sanatçıları ile işbirliği ve uluslararası ortaklıkların geliştirilmesi değerlendirilir. Erişim ve katılım başlığı altında, toplumun tüm kesimlerinin katılımı, gönüllülük programları ve dezavantajlı grupların dahil edilmesi gibi konular ele alınır.


Yönetim kategorisinde, uygulanabilir bütçe ve finansman stratejisi, yönetim yapısı ve uygulama kapasitesi değerlendirilirken, uygulama kapasitesi başlığında yerel yönetimin politik desteği, kültürel altyapı ve turistik olanaklar incelenir. Değerlendirme paneli, bu kriterleri hem nicel hem nitel açıdan incelemekte ve her kategori için detaylı bir değerlendirme yapmaktadır. Başarılı bir adaylık için tüm kategorilerde dengeli bir performans gösterilmesi ve özellikle uzun vadeli etki ile Avrupa boyutuna güçlü vurgu yapılması beklenmektedir.


  1. AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ OLMANIN ŞEHİRLERE KAZANIMLARI

Avrupa Kültür Başkenti unvanı, şehirlere çok boyutlu ve uzun vadeli kazanımlar sağlamaktadır. Bu bölümde, program kapsamında şehirlerin elde ettiği kültürel, sosyal, ekonomik ve altyapısal kazanımlar ile uluslararası işbirlikleri detaylı olarak incelenmektedir.


3.1. Kültürel ve Sosyal Kazanımlar

Avrupa Kültür Başkenti programı, şehirlerin kültürel ve sosyal dokusunda kalıcı etkiler yaratmaktadır. Öncelikle, program sayesinde şehirler kendi kültürel kimliklerini yeniden keşfetme ve tanımlama fırsatı bulmaktadır. Örneğin, 2010 yılında kültür başkenti olan Essen, endüstriyel mirasını kültürel bir değere dönüştürmeyi başarmış ve bölgenin kimliğini yeniden şekillendirmiştir.


Programın en önemli sosyal kazanımlarından biri, toplumsal katılımın artmasıdır. Liverpool'un 2008 yılındaki deneyimi, yerel halkın %60'ından fazlasının kültürel etkinliklere aktif katılım gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu katılım, sosyal uyumun güçlenmesine ve toplumsal aidiyet duygusunun pekişmesine katkıda bulunmuştur. Ayrıca, dezavantajlı grupların kültürel yaşama erişimi artmış, gençler için yeni fırsatlar yaratılmıştır.


3.2. Ekonomik Kazanımlar

Avrupa Kültür Başkenti unvanının şehirlere sağladığı ekonomik kazanımlar oldukça dikkat çekicidir. Yapılan araştırmalar, program yılında şehirlerin turizm gelirlerinde ortalama %15-20'lik bir artış yaşandığını göstermektedir. Örneğin, Lille 2004 yılında 9 milyon ziyaretçi ağırlamış ve bu rakam normal yıllara göre %30'luk bir artışı temsil etmiştir.


Kültür endüstrilerinin gelişimi de önemli bir ekonomik kazanım olarak öne çıkmaktadır. Program kapsamında yaratıcı sektörlere yapılan yatırımlar, yeni iş alanlarının açılmasına ve istihdam olanaklarının artmasına yol açmaktadır. Glasgow'un 1990 yılındaki deneyimi, kültür ve yaratıcı sektörlerde %40'a varan istihdam artışı sağlamıştır. Ayrıca, özel sektör yatırımlarının artması ve yeni işletmelerin açılması da ekonomik kazanımlar arasında yer almaktadır.


3.3. Kentsel Dönüşüm ve Altyapı Gelişimi

Kentsel dönüşüm ve altyapı gelişimi, programın en somut ve kalıcı kazanımlarını oluşturmaktadır. Şehirler, kültür başkentliği hazırlıkları kapsamında kültürel altyapılarını güçlendirmekte ve kentsel mekanlarını yenilemektedir. Marseille'in 2013 yılındaki deneyimi, bu açıdan önemli bir örnek teşkil etmektedir. Şehir, program kapsamında 660 milyon Euro'luk altyapı yatırımı gerçekleştirmiş, yeni müzeler inşa etmiş ve tarihi yapılarını restore etmiştir.


Kültürel mekanların iyileştirilmesi ve yeni mekanların yaratılması, şehrin yaşam kalitesini doğrudan etkilemektedir. Porto'nun 2001 yılındaki deneyiminde, terk edilmiş sanayi yapıları kültür merkezlerine dönüştürülmüş, tarihi kent merkezi canlandırılmıştır. Bu tür dönüşümler, şehrin çehresini değiştirirken, yaşam kalitesini de artırmaktadır.


3.4. Uluslararası İşbirlikleri ve Tanınırlık

Avrupa Kültür Başkenti programı, şehirlerin uluslararası görünürlüğünü ve işbirliği ağlarını güçlendirmede önemli bir araç olarak işlev görmektedir. Program süresince geliştirilen uluslararası ortaklıklar, etkinlik yılı sonrasında da devam etmekte ve şehrin kültürel diplomasisini güçlendirmektedir. Örneğin, Matera'nın 2019 yılındaki deneyimi, şehrin 50'den fazla uluslararası kültür kurumuyla kalıcı işbirlikleri geliştirmesini sağlamıştır.

Uluslararası medya görünürlüğü de programın önemli kazanımlarından biridir. Şehirler, program sayesinde küresel medyada daha fazla yer almakta ve turizm destinasyonu olarak bilinirliklerini artırmaktadır. Bu görünürlük, şehrin marka değerini yükseltmekte ve yeni yatırımlar için çekim merkezi haline gelmesini sağlamaktadır. Riga'nın 2014 yılındaki deneyimi, uluslararası medyada yer alma oranının %300 arttığını göstermiştir.


  1. BELEDİYELER İÇİN STRATEJİK YOL HARİTASI

Avrupa Kültür Başkenti adaylık sürecinde belediyelerin başarılı olabilmesi için sistematik bir yaklaşım ve detaylı bir planlama gerekmektedir. Bu bölümde, belediyelerin izlemesi gereken stratejik adımlar ve dikkat edilmesi gereken kritik noktalar ele alınmaktadır.


4.1. Hazırlık ve Planlama Süreci

Avrupa Kültür Başkenti adaylığı için hazırlık süreci, etkinlik yılından en az 6-7 yıl önce başlamalıdır, çünkü resmi başvuru süreci etkinlik yılından 5 yıl önce başlamaktadır. Başvuru öncesi hazırlık döneminde öncelikle şehrin kültürel envanterinin çıkarılması ve mevcut durumun detaylı bir analizinin yapılması gerekmektedir. Başarılı adaylık süreçleri incelendiğinde, hazırlık aşamasında profesyonel bir ekibin oluşturulmasının kritik öneme sahip olduğu görülmektedir. Bu ekip, kültür yönetimi, şehir planlama, finans ve iletişim alanlarında uzman kişilerden oluşmalıdır.


Planlama sürecinde şehrin güçlü ve zayıf yönleri objektif bir şekilde değerlendirilmeli, fırsatlar ve tehditler analiz edilmelidir. Örneğin, Wrocław'ın 2016 adaylık sürecinde, şehrin çok kültürlü yapısı ve genç nüfusu güçlü yönler olarak öne çıkarılmış, altyapı eksiklikleri ise geliştirilmesi gereken alanlar olarak belirlenmiştir. Hazırlık sürecinde ayrıca, şehrin kültürel vizyonu ve hedefleri net bir şekilde tanımlanmalı, bu hedeflere ulaşmak için gerekli stratejiler geliştirilmelidir.


4.2. Paydaş Yönetimi ve Katılımcı Yaklaşım

Avrupa Kültür Başkenti programının başarısı, büyük ölçüde paydaşların etkin katılımına ve işbirliğine bağlıdır. Belediyeler, sürecin en başından itibaren kapsayıcı bir yaklaşım benimsemeli ve tüm paydaşların sürece dahil edilmesini sağlamalıdır. Kültür kurumları, sanat organizasyonları, eğitim kurumları, sivil toplum örgütleri, özel sektör temsilcileri ve yerel halk, sürecin temel paydaşları olarak değerlendirilmelidir.


Paydaş katılımının sağlanması için düzenli istişare toplantıları, çalıştaylar ve fokus grup çalışmaları düzenlenmelidir. Rijeka'nın 2020 deneyimi, dijital platformların da paydaş katılımını artırmada etkili bir araç olabileceğini göstermiştir. Belediyeler ayrıca, farklı paydaş gruplarının beklentilerini ve katkılarını dengeli bir şekilde yönetmeli, olası çıkar çatışmalarını öngörerek çözüm mekanizmaları geliştirmelidir.


4.3. Finansman Kaynakları ve Bütçe Yönetimi

Avrupa Kültür Başkenti programının finansmanı, belediyelerin en önemli sorumluluklarından biridir. Program bütçesi, hazırlık sürecinden etkinlik yılı sonrasına kadar uzanan geniş bir dönemi kapsamalıdır. Finansman stratejisi geliştirilirken kamu kaynakları, özel sektör sponsorlukları, AB fonları ve diğer uluslararası fonlar gibi çeşitli kaynaklar değerlendirilmelidir.


Bütçe planlaması yapılırken, altyapı yatırımları, kültürel programlar, tanıtım faaliyetleri ve operasyonel giderler için ayrı kalemler oluşturulmalıdır. Galway'in 2020 deneyimi, beklenmedik durumlar için bütçede esneklik payı bırakılmasının önemini göstermiştir. Finansal sürdürülebilirliğin sağlanması için uzun vadeli gelir kaynakları planlanmalı ve etkinlik yılı sonrası için de finansal projeksiyon yapılmalıdır.


4.4. Risk Yönetimi ve Sürdürülebilirlik

Risk yönetimi, Avrupa Kültür Başkenti programının başarısı için kritik öneme sahiptir. Belediyeler, hazırlık aşamasından itibaren potansiyel riskleri belirlemeli ve bunlara yönelik önlemler geliştirmelidir. Finansal riskler, operasyonel riskler, politik riskler ve beklenmedik durumlar (pandemi, doğal afetler vb.) risk analizi kapsamında değerlendirilmelidir.

Sürdürülebilirlik boyutu ise programın uzun vadeli etkilerinin güvence altına alınması açısından önemlidir. Kültürel programların sürdürülebilirliği, altyapı yatırımlarının etkin kullanımı ve oluşturulan işbirliklerinin devamlılığı planlanmalıdır. Aarhus'un 2017 deneyimi, sürdürülebilirlik stratejisinin program başlangıcında belirlenmesinin önemini göstermiştir. Belediyeler, program sonrası için de net hedefler belirlemeli ve kaynakların etkin kullanımını sağlayacak mekanizmalar geliştirmelidir.


  1. BAŞARILI UYGULAMA ÖRNEKLERİ

Avrupa Kültür Başkenti programının etkileri ve başarı faktörleri, geçmiş deneyimler ışığında daha iyi anlaşılabilmektedir. Bu bölümde, programı başarıyla uygulamış şehirlerin deneyimleri incelenmekte ve Türkiye'deki belediyeler için çıkarılabilecek dersler ele alınmaktadır.


5.1. Avrupa'dan Örnek Vakalar

Liverpool'un (2008) dönüşüm hikayesi, Avrupa Kültür Başkenti programının bir şehri nasıl yeniden konumlandırabileceğinin en çarpıcı örneklerinden biridir. Endüstriyel geçmişiyle bilinen şehir, kültür başkentliği sürecinde 800 milyon sterlinlik yatırım çekmeyi başarmıştır. Program kapsamında geliştirilen "Creative Communities" projesi, dezavantajlı mahallelerde 3.600'den fazla kültürel etkinlik düzenlemiş ve yerel halkın katılımını sağlamıştır. Liverpool deneyimi, kültürün kentsel dönüşümün itici gücü olabileceğini göstermiştir.


Essen'in (2010) başarısı, endüstriyel mirasın kültürel değere dönüştürülmesi konusunda önemli dersler sunmaktadır. Ruhr bölgesinin merkezi olan Essen, eski maden ocaklarını ve sanayi yapılarını kültür merkezlerine dönüştürmüş, "Ruhr Müzesi" gibi yenilikçi projelerle endüstriyel geçmişini yaşayan bir kültür varlığına dönüştürmeyi başarmıştır. Şehir, bölgesel işbirliği modeliyle de dikkat çekmiş, 53 şehri kapsayan ortak bir kültürel program geliştirmiştir.

Maribor'un (2012) deneyimi, orta ölçekli şehirlerin programdan nasıl faydalanabileceğini göstermektedir. Slovenya'nın ikinci büyük şehri olan Maribor, sınırlı kaynaklarına rağmen, güçlü bir gönüllülük programı ve yaratıcı ortaklıklar sayesinde 5.000'den fazla etkinlik düzenlemeyi başarmıştır. Şehir, özellikle genç nüfusun katılımını sağlama konusunda yenilikçi yaklaşımlar geliştirmiştir.


5.2. Öğrenilen Dersler ve İyi Uygulamalar

Başarılı uygulamalar incelendiğinde, bazı ortak başarı faktörleri öne çıkmaktadır. Güçlü politik destek ve kurumsal sahiplenme, programın başarısı için temel oluşturmaktadır. Örneğin, Leeuwarden (2018) deneyimi, yerel yönetimin kararlı desteği ve kurumlar arası koordinasyonun önemini göstermiştir.


Paydaş katılımı ve toplumsal sahiplenme, sürdürülebilir başarı için kritik öneme sahiptir. Aarhus (2017), "Rethink" teması altında geliştirdiği katılımcı yaklaşımla, program hazırlıklarına 10.000'den fazla vatandaşı dahil etmeyi başarmıştır. Şehir, dijital platformları etkin kullanarak gençlerin ve dijital kültür topluluklarının katılımını sağlamıştır.

Finansal sürdürülebilirlik ve risk yönetimi konusunda Košice (2013) örneği önemli dersler sunmaktadır. Slovakya'nın bu endüstriyel şehri, kamu-özel sektör ortaklıklarını etkin bir şekilde kullanmış ve program bütçesinin %30'unu özel sektör sponsorluklarından sağlamıştır.


5.3. Türkiye için Fırsatlar ve Öneriler

Türkiye'deki belediyeler için Avrupa Kültür Başkenti programı önemli fırsatlar sunmaktadır. İstanbul'un 2010 deneyimi, Türk şehirlerinin bu programa ev sahipliği yapma potansiyelini göstermiştir. İstanbul'un başarılı yönleri ve karşılaştığı zorluklar, Türkiye’deki diğer şehirler için değerli dersler içermektedir.

Türkiye’deki şehirlerinin zengin tarihi mirası, çok kültürlü yapısı ve dinamik kültür-sanat ortamı, program için güçlü bir temel oluşturmaktadır. Özellikle orta ölçekli şehirlerimiz, Maribor veya Košice örneklerini model alarak, kültür odaklı kentsel dönüşüm stratejileri geliştirebilir. Bu noktada, yerel kültür politikalarının Avrupa boyutuyla bütünleştirilmesi ve uluslararası işbirliklerinin geliştirilmesi önem taşımaktadır.

Türkiye'deki belediyeler için öneriler şu şekilde özetleyebiliriz:

  1. Güçlü bir hazırlık süreci için erken planlama yapılmalı, kültürel envanter çalışmaları tamamlanmalı ve uluslararası işbirlikleri geliştirilmelidir. 

  2. Sivil toplum kuruluşları ve kültür kurumlarıyla etkin işbirlikleri kurulmalı, yerel halkın katılımını sağlayacak mekanizmalar oluşturulmalıdır. 

  3. Finansal sürdürülebilirlik için çeşitli kaynaklardan fon sağlanmalı ve risk yönetimi stratejileri geliştirilmelidir. 

  4. Ayrıca, program sonrası dönem için de net hedefler belirlenmeli ve sürdürülebilirlik stratejileri oluşturulmalıdır.


    SONUÇ VE ÖNERİLER

Avrupa Kültür Başkenti programı, otuz beş yılı aşkın geçmişiyle şehirlerin kültürel, sosyal ve ekonomik dönüşümünde önemli bir araç olduğunu kanıtlamıştır. Bu çalışmada incelenen örnekler ve deneyimler, programın şehirler ve belediyeler için sunduğu fırsatların yanı sıra, başarılı bir uygulama için gerekli olan temel unsurları da ortaya koymaktadır.

Araştırmamız göstermektedir ki, Avrupa Kültür Başkenti unvanının şehirlere sağladığı faydalar çok boyutludur. Program, kültürel altyapının güçlenmesinden ekonomik kalkınmaya, sosyal uyumun artmasından uluslararası tanınırlığa kadar pek çok alanda kalıcı etkiler yaratmaktadır. Ancak bu etkilerin sürdürülebilir olması, programın titizlikle planlanmasına ve etkin bir şekilde yönetilmesine bağlıdır.


Başarılı uygulamalar incelendiğinde, bazı kritik başarı faktörleri öne çıkmaktadır. Bunların başında uzun vadeli ve stratejik planlama gelmektedir. Etkinlik yılından en az 7-8 yıl önce başlayan kapsamlı bir hazırlık süreci, programın başarısı için temel oluşturmaktadır. Bu süreçte yerel yönetimlerin güçlü liderliği ve kararlı desteği kritik öneme sahiptir.

Paydaş katılımı ve toplumsal sahiplenme, programın başarısını belirleyen bir diğer önemli faktördür. Liverpool, Essen ve Maribor örnekleri, yerel halkın ve kültür aktörlerinin sürece aktif katılımının, programın etkisini ve sürdürülebilirliğini nasıl artırdığını göstermektedir. Bu bağlamda belediyelerin, kapsayıcı ve katılımcı bir yönetim anlayışı benimsemeleri gerekmektedir.


Türkiye'deki belediyeler için önerilerimiz şu şekilde özetlenebilir:

  1. Stratejik Planlama ve Hazırlık: Belediyeler, Avrupa Kültür Başkenti adaylığını stratejik planlarına dahil etmeli ve uzun vadeli bir perspektifle hazırlıklarını yürütmelidir. Bu süreçte şehrin kültürel envanterinin çıkarılması, mevcut kapasitenin değerlendirilmesi ve gelişim alanlarının belirlenmesi öncelikli adımlar olmalıdır.

  2. Kurumsal Kapasite Geliştirme: Belediyeler, program yönetimi için gerekli kurumsal kapasiteyi oluşturmalı, uzman personel istihdam etmeli ve mevcut personelin yetkinliklerini geliştirmelidir. Uluslararası deneyim ve iyi uygulamaların yerinde incelenmesi için programlar düzenlenmelidir.

  3. Finansal Sürdürülebilirlik: Program bütçesinin çeşitlendirilmiş kaynaklardan oluşturulması ve uzun vadeli finansal sürdürülebilirliğin sağlanması için stratejiler geliştirilmelidir. Kamu-özel sektör işbirlikleri, AB fonları ve uluslararası finansman olanakları etkin bir şekilde değerlendirilmelidir.

  4. Paydaş Yönetimi ve İletişim: Yerel kültür aktörleri, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve vatandaşların sürece aktif katılımını sağlayacak mekanizmalar oluşturulmalıdır. Şeffaf ve etkin bir iletişim stratejisi geliştirilmeli, düzenli bilgilendirme ve istişare toplantıları düzenlenmelidir.

  5. Risk Yönetimi: Potansiyel riskler önceden belirlenmeli ve bunlara yönelik önlemler geliştirilmelidir. Özellikle finansal riskler, operasyonel riskler ve beklenmedik durumlar için acil durum planları hazırlanmalıdır.

Sonuç olarak, Avrupa Kültür Başkenti programı, şehirlerin kültürel kimliğini güçlendirmek, uluslararası tanınırlığını artırmak ve sürdürülebilir kentsel kalkınmayı sağlamak için önemli bir fırsat sunmaktadır. Bu fırsatı değerlendirmek isteyen belediyelerin, kapsamlı bir hazırlık süreci yürütmeleri, katılımcı bir yaklaşım benimsemeleri ve uzun vadeli bir vizyon geliştirmeleri gerekmektedir. Program, doğru planlandığında ve etkin bir şekilde yönetildiğinde, şehirlerin kültürel, sosyal ve ekonomik dönüşümü için güçlü bir katalizör işlevi görebilmektedir.


KAYNAKÇA

Avrupa Birliği Resmi Belgeleri:

Avrupa Parlamentosu ve Konseyi. (2014). 445/2014/EU Sayılı Karar: 2020-2033 Yılları İçin Avrupa Kültür Başkenti Eylemi.

Avrupa Komisyonu. (2023). European Capitals of Culture 2020-2033: Guide for Cities Preparing to Bid.

Akademik Kaynaklar:

Campbell, P. (2011). "Creative Industries in a European Capital of Culture." International Journal of Cultural Policy, 17(5), 510-522.

García, B. (2017). "The Legacy of European Capitals of Culture." Impact08 Final Report, University of Liverpool.

O'Callaghan, C. (2012). "Urban Anxieties and Creative Tensions in the European Capital of Culture 2005." International Journal of Cultural Policy, 18(2), 185-204.

Resmi Raporlar ve Değerlendirmeler:

Liverpool City Council. (2009). "Liverpool European Capital of Culture 2008: Impact Assessment."

European Commission. (2020). "Ex-post Evaluation of the 2019 European Capitals of Culture."

Palmer/Rae Associates. (2004). "European Cities and Capitals of Culture - City Reports."

Kentsel Çalışmalar:

Lähdesmäki, T. (2014). "European Capital of Culture Designation as an Initiator of Urban Transformation in the Post-socialist Countries." European Planning Studies, 22(3), 481-497.

Richards, G., & Palmer, R. (2010). "Eventful Cities: Cultural Management and Urban Revitalisation." Butterworth-Heinemann, Oxford.

Türkiye'den Çalışmalar:

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı. (2011). "İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi Final Raporu."

Kültür ve Turizm Bakanlığı. (2022). "Türkiye'de Kültür Politikaları ve Yönetimi Raporu."

Çevrimiçi Kaynaklar:

European Commission Culture Portal. "European Capitals of Culture." https://culture.ec.europa.eu/policies/culture-in-cities-and-regions/european-capitals-of-culture

URBACT Programme. "Culture-led Urban Development." https://urbact.eu/culture-led-regeneration


Murat SANCAR

Mahalli İdareler Derneği Başkanı

Yorumlar


MİDsembol_siyah-10.png

MAHALLİ İDARELER DERNEĞİ

Cihan Sokak No:31/10 Sıhhiye Çankaya-Ankara

Tel:

0.312.230 5580
0.312.230 4272

Faks:

0.312.231 4058

HESAP ADI:   MAHALLİ İDARELER DERNEĞİ

IBAN NO     :  TR47 0001 0007 9506 5689 8850 01

SOSYAL MEDYA

  • Instagram
  • Facebook
  • LinkedIn
  • YouTube

E-BÜLTEN

Her ay yayınlanan makalelerden haberdar olun.

Üye olduğunuz için teşekkür ederiz.

©2023 Powered and secured by wingroup

bottom of page