İnsanoğlunun En Büyük İcadı ve Sürdürülebilir Bir Geleceğin Anahtarı
- MİD Enstitü

- 6 gün önce
- 2 dakikada okunur

31 Ekim, yalnızca sonbahara ait bir gün değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanında toplulukların hayatını şekillendiren, onlara kimlik ve yuva olan kentleri kutladığımız Dünya Kentler Günü'dür. Bugün, sınırları aşan en büyük kolektif icadımızı hatırlama günüdür.
Şehir: Teknolojik Olmayan En Büyük İcat
İcat denilince aklımıza genellikle tekerlek, ampul veya internet gelir. Oysa insanlık tarihinin en devrimci, en karmaşık ve en yaratıcı icatlarından biri, hiç şüphesiz "şehir"dir. Şehir, taş, beton ve çelikten öte, bir fikrin, bir ütopyanın somutlaşmış halidir. Farklı kökenden, inançtan ve kültürden insanların "birlikte yaşama" iradesinin en sofistike ifadesidir. Bu icat, mimariyi, hukuku, sanatı, ticareti ve sosyal normları bir araya getirerek, insan potansiyelini katlayan bir ekosistem yaratmıştır.
Karmaşık Bir Sosyo-Kültürel Sistem
Bir şehir, sadece binaların toplamı değildir. Canlı, nefes alan, sürekli evrilen bir sosyo-kültürel organizmadır. İnsanın en temel ihtiyaçlarından olan güvenlik ve dayanışma ihtiyacına verilmiş en kapsamlı yanıttır. Sokakları, pazarları, parkları, kütüphaneleri ve ibadethaneleriyle; fikirlerin buluştuğu, inovasyonun filizlendiği, kültürün harmanlandığı ve medeniyetlerin doğduğu bir laboratuvardır. Bu laboratuvar, tarih boyunca insanlığın ilerlemesinin önünü açmıştır.
Yeni İcat: Sürdürülebilir Kent Yaşamı
Ancak, bu büyük icadımız bugün yeni ve belki de en büyük sınavıyla karşı karşıya: Sürdürülebilirlik. Yarattığımız bu yoğun ve karmaşık sistemler, iklim değişikliği, kaynak kıtlığı, sosyal eşitsizlikler ve çevresel bozulma gibi küresel sorunların hem nedeni hem de çözümünün bir parçası konumunda. Artık "şehir kurmak" değil, "sürdürülebilir şehirler yaşatmak" en büyük önceliğimiz olmalı.
Bu, ikinci bir icat sürecini gerektiriyor. Kendimizi ve kentlerimizi dönüştürmemiz şart. Daha yeşil, daha erişilebilir, daha dayanıklı ve daha kapsayıcı kentler inşa etmek için çalışmalıyız. Bu, yalnızca altyapıyı değil, aynı zamanda zihniyetimizi ve yaşam tarzımızı da değiştirmek anlamına geliyor. Mahalli idareler, sivil toplum kuruluşları, akademi ve vatandaşlar olarak hep birlikte, bu dönüşümün mimarları olmak zorundayız.

Dünya Kent Günü, geçmişin icadıyla gurur duyduğumuz ama aynı zamanda geleceğin icadı için sorumluluk aldığımız bir gündür. Kentlerimiz, yalnızca yaşadığımız mekanlar değil, ortak geleceğimizin inşa edildiği atölyelerdir. Mahalli İdareler Derneği olarak, bu büyük dönüşümde yerel yönetimlerimizin yanında olmaya, bilgi ve deneyim paylaşımıyla sürdürülebilir bir kentleşme için çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü inanıyoruz ki, insanlık bir kez daha, bu en büyük icadını daha iyi, daha adil ve daha yaşanabilir kılmak için gereken kolektif zekayı ve iradeyi gösterecektir.
Mahalli İdareler Derneği




Yorumlar