Başıboş Sokak Hayvanlarına Yönelik 7527 Sayılı Yasa Neler Getiriyor?
- MİD Enstitü
- 3 Şub
- 7 dakikada okunur

Türkiye’de köpeklerinin doğrudan dolaylı şekilde diğer canlılara, örneğin başka köpeklere vermiş oldukları önemli gelmiştir. hayvanların oluşturdukları barınaklarında tutulmaları, dışarıya bırakılmamaları yönünde oluşmuştur. Sokak köpeklerinin,insanlara saldırdıkları, saldırmasalar bile bazı hallerde saldırıda bulunacakları izlenimi yaratan davranışlarıyla insanları korkutmakta, insanlar duydukları korkuyla kaçarken dikkat edemeden işlemekte olan taşıt trafiğinin içine atılmakta, bunun neticesinde hem can kayıplı hem maddi hasarlı trafik kazaları olmaktadır. Sokak köpeklerinden bazıları özellikle akşam geç saatlerde yüksek ses çıkarmakta, insanlar dinlenme saatlerinde bu sesten rahatsız olmaktadır.
Her ne kadar insanlar artık hayvanlara kötü muamelede bulunulmaması konusunda bilinçlenmeye başlasada sokak köpekleri halen insanların kötü muameleleriyle karşı karşıya kalmakta6, dolayısıyla bu hayvanların gözünde korkulması gereken tehlikeli bir varlık olarak görülmektedir7. Ayrıca sokak köpekleri yaşam ortamlarını sahiplenerek kendi bölgelerine8 başka canlıların girmesine engel olmak için saldırganlaşabilmekte, gerek insanlar gerekse de kendi türleri de dahil diğer canlılar köpeklerin saldırılarına maruz kalabilmektedir.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişikliklere ilişkin Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 2 Ağustos 2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Bu çalışmada bunları ele alacağız.
Değişikliğe neden ihtiyaç duyuldu ?Yasal değişikliğin gerekçeleri nedir?
Yasa teklifinde,5199 Sayılı yasanın 20 yıl içerisinde sahipsiz hayvan sorununa çözüm üretemediği dile getiriliyor. Yasada belediyeleri denetleyecek mekanizmaların olmadığı ve belediyecilerin mevzuatı dar yorumlayarak görevden kaçındığını sonuçta insanın en temel hakkı olan yaşam hakkını tehdit eder hale geldiğine yer veriliyor. Bunun bir nedenin mama satışından elde edilen gelirden vazgeçmek istemeyen “mama lobisi”nin vatandaşları ve kamu görevlilerini başta sosyal medyada olmak üzere baskı altına aldığını vurgulamıştır.
Durumun vahameti sayısal verilerle açıklanarak son 5 yılda hayvan kaynaklı 3500 trafik kazası olduğu sonuçta 55 kişinin öldüğü, geçen yıl 430.000 kuduz vakasının olduğu bu sayılarla DSÖ tarafından “kuduz riski yüksek ülkeler” listesinde zirveye oturduğumuzu anlıyoruz.
Resmen 2 milyon başıboş köpek olduğu kabul edilerek bir çift köpeğin yılda 16 yavru getirdiği dikkate alındığında 6 yılın sonunda bir çift köpekten 67.000 köpeğimiz olacağını öğreniyoruz.
Yasa teklifi ile “yakala-kısırlaştır-sal” metodundan vazgeçildiğini çünkü metodun başarılı olması için köpeklerin %70 nin kısırlaştırılması gerektiği oysa 20 yılda ancak % 10 nun kısırlaştırabildiği, bu haliyle üremenin daha hızlı olduğunun altı çizilmiştir.
Yasa teklifinde ilgi çekici bir detay mevcut. Atatürk tarafından 13 haziran 1932 tarihinde yayınlanan tamim/genelge ile “sahipsiz hayvanların hepsinin öldürülmesi konusunda belediyelere yetki verildiğine” vurgu yapılmıştır.
Yasa koyucu “Yakala-kısırlaştır-sal” modelinden, İngiltere ve Fransada uygulanan “Yakala-kısırlaştır-tut-ötenazi” modeline geçildiğini ilan ediyor. Artık hayvan barınağında sahiplendirilinceye kadar tutulacak sokağa bırakılmayacak deniliyor.
Yeni yasa teklifinde örnek alınan İngiltere’deki “ başıboş köpekle ilgili “Yasal Düzenlemeler şöyledir;
Kamuya açık bir alanda bir köpek bulan yetkili, bu köpeğin sahipsiz bir köpek olduğuna kanaat getirirse, köpeğe el koyar. Ancak bu köpek bir özel mülkte bulunmuş ise, görevli ancak köpeğin veya özel mülkin sahibinin rızasıyla köpeğe el koyabilir. Bulunan köpeğin sahibi, önceden belirlenmiş bütün masrafları ödemedikçe köpeğini geri alamaz.
İngiltere’de sahiplenilen köpeklere kimliklendirilmesi amacıyla dövme yaptırmak veya mikroçip taktırmak zorunludur. El koyulan köpek el konulma tarihinden itibaren 7 gün boyunca sahibi tarafından alınmaya gelmezse veya halihazırda sahipsiz ise, görevli,
- Köpeği, köpekle ilgilenebileceğini düşündüğü birine satabilir veya verebilir.
- Köpeği sahipsiz köpeklerin bulunduğu barınaklara satabilir veya verebilir.
- Köpeği mümkün olan en acısız şekilde uyutabilir. Ancak el konulan hiçbir köpek deney amacıyla bir başka kişiye veya kuruma satılamaz veya verilemez.
Köpeğin bakımını üstlenmek isteyen kişi, gerek barınaklardan, gerekse köpeği yakalayan görevliden makbuz karşılığında köpeği sahiplenebilir.2
Kamu denetçiliği kurumu kendisine yapılan başvuruların yoğunluğu karşısında sorunun tüm taraflarını bir araya getirmek amacıyla 24 Ocak 2019 tarihinde “Hayvan Hakları çözüm çalıştayı” gerçekleştirmiştir.3 Çalıştay sonucunda 224 sayfalık bir kitap yayınlanmıştı
7527 sayılı yasa ile ne değişti?
1-Sahipsiz Hayvan Tanımı değişti:
Eskiden “Sahipsiz hayvan: Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanları,” şeklinde olan tanım “sahipsiz hayvan: Sahipli hayvanlar dışında kalan evcil hayvanları” (m.3/f) şeklinde değişti.
2- Bakımevleri bakımından değişiklikler:
“hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesisi (...) ifade eder” şeklinde tanımı değiştirilerek geçici durumu değiştirildi.(m.3/k)
“Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.” Şeklindeki düzenlemeye son verilerek “ Bakımevlerine alınan hayvanlar Bakanlık veri sistemine kaydedilir ve rehabilite edilenler, sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevlerinde barındırılır.” Şeklinde yeni düzenleme getirildi. Böylece yakala-kısırlaştır-sal modelinden vazgeçilmiş oldu.(m.6)
Hiçbir kazanç ve menfaat sağlamamak kaydıyla sadece insanî ve vicdanî amaçlarla sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanları hayvan bakımevi kurarak sahiplenmek isteyen ve bu Kanunda öngörülen şartları taşıyan gerçek ve tüzel kişilere; belediyeler, orman idareleri, Maliye Bakanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından, mülkiyeti idarelerde kalmak koşuluyla arazi ve buna ait binalar ve demirbaşlar tahsis edilebilir. Tahsis edilen arazilerin üzerinde amaca uygun tesisler ilgili Bakanlığın/İdarenin izni ile yapılır.
Kanun Değişikliği öncesi, hiçbir kazanç ve menfaat sağlamamak kaydıyla sadece insanî ve vicdanî amaçlarla sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen kişilere; arazi, binalar ve demirbaşlar tahsis edilebilirken, Kanun Değişikliği ile bu hak yalnızca “hayvan bakımevi kurarak sahiplenmek isteyen kişilere” tanınmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanununun 18.maddesinin (e) bendinde, “Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması hâlinde tahsisin kaldırılmasına; üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesisine karar vermek”, belediye meclisinin; 34.maddesinin (g) bendinde, “Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak”, belediye encümeninin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Bu yasaya göre hayvan bakım evi için gerçek veya tüzel kişiye yer tahsisi yapılacaksa belediye meclis kararı alınması gerekir.
3-Hayvanların Ötanazisi bakımından:
Ötenazi işlemi bir veteriner için yapılması en zor ve en kötü olan işlemdir. Dolayısıyla ötenaziden önce farklı çözüm yolları ile bu sorun çözülmeye çalışılmalı, çözülemiyorsa son çare olarak ötenaziye başvurulmalıdır. Ötenazi bir köpek için son çaredir. Ötenaziye yol açabilecek temelde iki neden vardır. Bunların ilki, köpeklerin ağır hasta olması durumunda daha fazla acı çekmemeleri için uyutulmak zorunda kalınmasıdır. İkinci husus ise, barınaklarda bulunan ve sahiplendirilmesi ve salıverilmesi uygun olmayan köpeklerin uyutulmasıdır. Uyutulma işlemi insanca yapılmalıdır. Köpeklerin uyutulması mutlaka bir veteriner hekim kontrolünde yapılmalıdır. Ötenazi işleminden önce köpeğe mutlaka anestezi veya sakinleştirici işlemler yapılmalıdır. Ötenazi kimyasal veya mekanik şekilde olabilir. Ancak her ne şekilde yapılırsa yapılsın en hızlı ve en kesin şekilde, köpeğe hiçbir şekilde acı ve ızdırap yaşatılmadan yapılmalıdır
5199 sayılı Kanunda yer alan “sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir” (m.4/1-b) düzenlemesi 7527 sayılı yasa ile kaldırılmıştır. Kanun Değişikliği ile, hayvanların korunması ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilkeler arasında olan; evcil hayvanların türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahip olduğu ve Sahipsiz hayvanların da Sahipli hayvanlar gibi yaşamlarının desteklenmesi gerektiği düzenleme Kanun’dan tamamen çıkarılmıştır.
5199 sayılı Kanunda yer alan “sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında öldürülmeleri yasaktır” (m.6/1). Maddesi değiştirilmiştir.
Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların öldürülmelerini tamamen yasaklayan düzenleme; “kanuni istisnalar hariç” tutularak genişletilmiş ve “Hayvanların Kesimi, Ötanazisi ve Yasaklar” başlığıyla hayvanların öldürülmesine ilişkin 13.maddede yeni düzenlemeler getirilmiştir:
Bakımevine alınan köpeklerden; insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlara(Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Dogo Argentino, Fila Brasilerio türlerini) ötanazi uygulanacaktır.
Hayvanların yaşamlarına son verilebileceğine ilişkin hükümler 5996 sayılı Kanunun 9’uncu maddesinde yer almakta, maddede hayvanlara ötenazi uygulanacağı haller düzenlenmektedir. Ötenazi, hayvanların özel olarak eğitilmiş personel tarafından, insancıl yöntemler kullanılarak öldürülmesidir. Ötenaziyle acı, korku ve sıkıntı oluşturmadan, insancıl bir şekilde hayvanın hayatı sona erdirilmektedir.
5996 sayılı Kanuna göre “acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında” (m.9/3-a), “akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu45 amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda” (m.9/3-b), “davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda” (m.9/3-c) veteriner hekimce hayvanlara ötenazi yapılmasına karar verilebilir46. Ötenazi bizzat veteriner hekimce veya veteriner hekim gözetiminde yapılır (m.9/3).
5199 sayılı Kanunun sahipsiz hayvanların yaşamlarına son verilmesinde 5996 sayılı Kanuna atıfta bulunan 6’ncı maddesinin birinci fıkrasının yanı sıra 13’üncü maddesinde de sahipli-sahipsiz ayrımı yapılmaksızın hayvanların yaşamlarına son verilmesine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Düzenleme hayvanların yaşamlarına son verilmesine ilişkin olan 5996 sayılı Kanunun 9’uncu maddesiyle uyumluluk göstermektedir. 13’üncü maddede yavrulama, gebelik ve süt anneliği dönemlerinde hayvanların öldürülemeyeceği47, ancak kanuni istisnaların mevcut olduğu, yani kanunda hayvanların öldürülebileceğinin öngörüldüğü, tıbbi ve bilimsel gerekçelerin var olduğu ve insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditlerin bulunduğu acil durumlarda hayvanların böyle bir sınırlama olmaksızın öldürülebileceği öngörülmüş bulunmaktadır48.
Ek olarak, yerel yönetimler sahipsiz köpeklere ilişkin yürüttüğü iş ve işlemlerde Bakanlar Kurulunun 28/8/2003 tarihli ve 2003/6168 sayılı Kararı ile onaylanan Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkili kılınmıştır. Bu sözleşme kapsamında sahipsiz hayvan sayılarını azaltmak, öldürmek gibi idari tedbirler de düzenlenmektedir.
Bu yeni gelen bu iki düzenlemenin uygulanabilirliğinin artırılması için ise, adli cezaları düzenleyen “bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldüren kişi” ifadesi bakımından bu eylemler hariç tutulmuştur.
4-Hayvanları sokağa terk yasağı
Yerel yönetimler adına toplanan Sahipsiz hayvanları bakımevi dışında bir yere terk etmek veya bakımevinde barındırılan köpekleri bakımevi dışında bir yere bırakmak yasaklanmış ve buna aykırı davrananlara hayvan başına 50.000 TL idarî para cezası düzenlenmiştir. Ev hayvanını terk edenlere, hayvan başına 2.000 TL olan idarî para cezası 60.000 TL’ye çıkarılmıştır. Fiillerin tekrarı halinde Madde 30- Bu Kanunda, ceza hükmü altına alınmış fiillerin tekrarı halinde para cezaları bir kat, daha fazla tekrarı halinde üç kat artırılarak verilir.
5- kayıt altına aldırma
Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31/12/2025 tarihine kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorundadır.(Geçici m.4)
Kedi ve köpek sahiplerinin 31/12/2025 tarihine kadar İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine veya serbest veteriner hekimlere başvurması durumunda her yaştaki sahipli kedi ve köpeklerin Ev Hayvanı Kayıt Sistemi’ne (PETVET) kayıt işlemleri yapılabilecektir. Kayıt sistemine kaydı yapılan kedi ve köpekler için yavrulama sınırlamasının getirilmemesi ileri de soruna neden olacaktır.
6-Yerel yönetimlerin/Belediyelerin bakım evi kurmaları bakımından:
Sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve sahiplendirilinceye kadar bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25.000’i aşan belediyelerin hayvan bakımevleri kuracağı düzenlenmiştir.Bu belediyeler 31/12/2028 tarihine kadar bu hayvan bakımevlerini kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlüdür.Yukarıdaki kapsam dahilinde olmayan belediyeler ise sorumluluk alanındaki hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürme yükümlülüğüne sahip olup, hayvan bakımevi kurma zorunlulukları bulunmamaktadır. Kanun Değişikliği ile bu belediyeler arasına il özel idareleri de eklenmiştir.
Buna ek olarak, 31/12/2028 tarihine kadar, belediyelerin hayvan bakımevlerini kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve Sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için; kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin ‰5’i (binde beşi) oranında kaynak ayıracakları ve bu oranın büyükşehir belediyelerinde ‰3’ü (binde üçü) olarak uygulanacağı belirtilmektedir. Büyükşehir belediyelerinde 5216 sayılı yasanın 25. maddesine göre ilçe belediyesi bunu bütçesine koymasa bile bütçesi büyükşehir belediye meclisinde görüşülürken resen eklenmelidir aksi halde ilçe belediyesiyle birlikte büyükşehir belediye meclis üyeleri hapis cezası alabilir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belediyelerce bu oranların üzerinde yapılan harcamaların yüzde 40’ının; belirlenmiş bu oranların yüzde 40’ını geçmemek ve tevsik edilmesi kaydıyla ilgili belediyeye aktarılacağı düzenlenmiştir. Ayrıca ilgili belediyeler bakımından, belirtilen kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile ayrılan kaynağı belirtilen sebepler için sarf etmeyen ya da bu kaynağı başka amaçlar için sarf eden belediye başkanı ve belediye yetkililerine 6 aydan 12 yıla kadar hapis cezası verileceği yeni getirilen düzenlemelerden biri olmuştur.Ceza alınması halinde Belediye başkanı ve meclis üyesi seçilmesinin önünde engel teşkil edecektir.
Önerilerimiz:
Büyükşehirlerde il genelindeki sahipsiz hayvanlarına yönelik ihbarların tek bir merkezden alınması uygun olacaktır.
bulaşıcı ve salgın hastalıklarla mücadele için çıkarılan Bulaşıcı Hayvan Hastalıkları ile Mücadelede Uygulanacak Genel Hükümlere İlişkin Yönetmelik ve Kuduz Hastalığından Korunma ve Kuduz Hastalığı ile Mücadele Yönetmeliği yeniden gözden geçirilerek tek bir yönetmelikte birleştirilmeli ve bu yeni yönetmelik Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği ile uyumlu hale getirilmelidir.
Büyükşehirlerde büyükşehir ve ilçe belediyesinin görev ve yetki çatışması yaşamaması için detaylı düzenleme yapılmalıdır.
Belediyelerde veteriner işleri müdürlüğü kurulması zorunlu müdürlükler arasında yer almalıdır.
Sahipsiz hayvanları koruma birliklerinin kurulması zorunlu hale getirilmelidir.
Av.Dr.M.Lamih ÇELİK
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi
Comments