top of page

Belediye İşyerlerinde İş Güvenliği Yönünden Fazla Çalışmanın Riskleri

Yazarın fotoğrafı: MİD EnstitüMİD Enstitü

İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülükleri 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile düzenlenmiştir. 6331 sayılı Kanun; iş sağlığı ve güvenliği yönünden sadece işverene değil işçilerede yükümlükler getirmiştir. İşçiler; iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür. Aşırı fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmaya yol açan temel iki unsur hızla büyüyen hizmet sektörü ile kayıt dışı istihdamdır. Fazla çalışmanın yaygın bir uygulama olması, gerek işçi ve gerekse işverenin kendi açılarından bu olguyu desteklemelerinden kaynaklanmaktadır. İşçilerin geçinebilmek amacıyla daha uzun sürelerle çalışmak isterken, maliyetleri düşürmek ve verimliliği arttırmak isteyen işverenler de fazla çalışma yapılmasını istemektedirler.


  1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNÜNDEN SORUMLULUK

İşyerlerinde işverenle işçi arasında sözleşme yapılmasıyla doğan ve özel hukuka dayalı işçiyi gözetme borcu işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin  alınmasını zorunlu kılmaktadır. Bu hususta; 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda, 4857 sayılı İş Kanunu’nda ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenleyici hükümler mevcuttur. 


  1. Türk Borçlar Kanunu Yönünden


İşverene işçiyi gözetme borcu getiren ve bu konudaki sorumluluğun kapsamını belirleyen özel hukuk kuralı 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun, 417’nci maddesinde düzenlenmiştir. Kanun maddesi “İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla yükümlüdür. İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür. İşverenin yukarıdaki hükümler dâhil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir” hükmüne göre kurala uyulmaması halinde her iki taraf (işçi-işveren) içinde tazminat hakkı doğacaktır.


  1. İş Kanunu Yönünden


Devam etmekte olan bir hukuki ilişkiyi, tek taraflı olarak ve ileriye dönük olmak üzere sonlandıran bozucu yenilik doğurucu irade beyanına fesih denir. Fesih hakkı, iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran ve karşı tarafa yöneltilmesi gereken bir haktır. Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallere dayanarak işçi ve işveren için tanınmış olan sözleşmeyi fesih yetkisi 4857 sayılı İş Kanunu’nun, 24 ve 25’inci maddelerinde sayılmıştır.




  1. İşçinin Fesih Hakkı


İşçiye fesih hakkı veren ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri İş Kanunu’nun, 24’üncü maddesinde düzenlenmiştir.Yasal düzenlemeye göre;

  • İşverenin iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltması,

  • İşvereninin, işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söylemesi, davranışlarda bulunması veya işçiye cinsel tacizde bulunması,

  • İşverenin, işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunması veya gözdağı vermesi, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirmesi, kışkırtıp, sürüklemesi, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlemesi,yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnat veya ithamlarda bulunması,

  • İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemlerin alınmaması,

  • İşveren tarafından işçinin ücretinin kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmemesi veya ödenmemesi,

  • Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücretin karşılanmaması yahut çalışma şartlarının uygulanmaması, gibi durumlarda,işçi iş sözleşmesini haklı nedenlerle feshedebilecektir.


  1. İşverenin Fesih Hakkı


İşverene fesih hakkı veren ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri İş Kanunu’nun, 25’inci maddesinde düzenlenmiştir.Yasal düzenlemeye göre;

  • İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması,

  • İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması,

  • İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması,

  • İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması,

  • İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması,

  • İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi,

  • İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi,

  • İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi,

  • İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması, gibi durumlarda,işveren iş sözleşmesini haklı nedenlerle feshedebilecektir.


  1. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Yönünden


  1. İşverenler Yönünden


İşverenin iş sağlığı ve güvenliğine tedbirlerine yönelik genel yükümlülüğü 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu’nun, 4’üncü maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

  • İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; 

  • Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar. 

  • İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar. 

  • Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır. 

  • Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.

  • Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır. 

  • İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. 

  • Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez. 

  • İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz.


  1. İşçiler Yönünden


İşçilerin iş sağlığı ve güvenliğine tedbirlerine yönelik yükümlülüğü 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu’nun, 19’uncu maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

  • Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür. 

  • Çalışanların, işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yükümlülükleri şunlardır: 

  • İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek.

  • Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak. 

  • İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek. 

  • Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak. 

  • Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak.


  1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNÜNDEN İŞVEREN YÜKÜMLÜLÜĞÜ


6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz. Bu kapsamda;

  • Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması,gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.

  • İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.

  • Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.

  • Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.

  • Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.


  1. İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri


Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulmasına yönelik çalışmaları da kapsayacak, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için işveren;

  • Çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve on ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirir. 

  • Çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebilir. 

  • İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetlerini yürütenler arasında iş birliği ve koordinasyonu sağlar.

  • Görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşlar tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata uygun olan ve yazılı olarak bildirilen tedbirleri yerine getirir.

  • Çalışanların sağlık ve güvenliğini etkilediği bilinen veya etkilemesi muhtemel konular hakkında; görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşları, başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerine gelen çalışanları ve bunların işverenlerini bilgilendirir.


  1. Risk Değerlendirmesi


İşverenler; iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla ve yapılacak risk değerlendirmesi sonucu alınacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri ile kullanılması gereken koruyucu donanım veya ekipmanı belirlemekle yükümlüdürler. Risk değerlendirmesi yapılırken;

  • Belirli risklerden etkilenecek çalışanların durumu,

  • Kullanılacak iş ekipmanı ile kimyasal madde ve müstahzarların seçimi,

  • İşyerinin tertip ve düzeni,

  • Genç, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumu, dikkate alınır.


  1. Acil Durum Planları


İşverenler; çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirlemek ve bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri almak zorundadırlar.Bu kapsamda işverenler;

  • Acil durumların olumsuz etkilerinden korunmak üzere gerekli ölçüm ve değerlendirmeleri yapar, acil durum planlarını hazırlar.

  • Acil durumlarla mücadele için işyerinin büyüklüğü ve taşıdığı özel tehlikeler, yapılan işin niteliği, çalışan sayısı ile işyerinde bulunan diğer kişileri dikkate alarak; önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda uygun donanıma sahip ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda kişiyi görevlendirir, araç ve gereçleri sağlayarak eğitim ve tatbikatları yaptırır ve ekiplerin her zaman hazır bulunmalarını sağlar.

  • Özellikle ilk yardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve yangınla mücadele konularında, işyeri dışındaki kuruluşlarla irtibatı sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapar.


  1. FAZLA ÇALIŞMA


4857 sayılı İş Kanunu’nun, 41’inci maddesine göre; ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle 45 saatin altında belirlendiği durumlarda bu çalışma süresini aşan ve 45 saate kadar yapılan çalışmalara fazla sürelerle çalışma denir. Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle haftalık normal çalışma süresinin dışında yapılacak fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmaya ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenmiştir. İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği 06.04.2004 tarih ve 25424 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.


  1. Fazla Çalışmada Sınır


Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz. Bu süre sınırı, işyerlerine veya yürütülen işlere değil, işçilerin şahıslarına ilişkindir. Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sürelerinin hesabında yarım saatten az olan süreler yarım saat, yarım saati aşan süreler ise bir saat sayılır.


  1. Fazla Çalışma Yapılamayacak İşler 


Sağlık kuralları bakımından günde ancak 7,5 saat ve daha az çalışılması gereken işlerde, gece sayılan gün döneminde yürütülen işlerde,  maden ocakları,  bablo döşemesi,  kanalizasyon,  tünel inşaatı gibi işlerin yer ve su altında yapılan işlerde fazla çalışma yaptırılamaz. İşçilerin gece çalışmaları yedibuçuk saati geçemez. Ancak, turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmeti yürütülen işlerde işçinin yazılı onayının alınması şartıyla yedi buçuk saatin üzerinde gece çalışması yaptırılabilir.


  1. Fazla Çalışma Yaptırılmayacak İşçiler 


18 yaşını doldurmamış işçiler, iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile önceden veya sonradan fazla çalışmayı kabul etmiş olsalar bile sağlıklarının elvermediği işyeri hekiminin veya Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı hekiminin, bunların bulunmadığı yerlerde herhangi bir hekimin raporu ile belgelenen işçiler; Gebe, yeni doğum yapmış ve çocuk emziren işçiler, kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçilere fazla çalışma yaptırılamaz. Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilere fazla sürelerle çalışma da yaptırılamaz. Zorunlu nedenler ve olağanüstü haller dışında yer altında maden işlerinde çalışan işçilere fazla çalışma yaptırılamaz.


  1. Zorunlu Nedenlerle Ve Olağanüstü Hallerde Fazla Çalışma


4857 sayılı İş Kanunu’nun, 42’nci maddesine göre; arıza sırasında, arızanın mümkün görülmesi halinde, makineler veya araç ve gereç için hemen yapılması gerekli acele işlerde, zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkmasında, işyerinin normal çalışmasını sağlayacak dereceyi aşmamak koşulu ile işçilerin hepsi veya bir kısmına fazla çalışma yaptırılabilir. Bu durumda fazla çalışma yapan işçilere uygun bir dinlenme süresi verilmesi zorunludur. Aynı  Kanunun, 43’üncü maddesine göre; seferberlik sırasında ve bu süreyi aşmamak şartıyla yurt savunmasının gereklerini karşılayan işyerlerinde fazla çalışmaya lüzum görülürse işlerin çeşidine ve ihtiyacın derecesine göre Bakanlar Kurulu günlük çalışma süresini, işçinin en çok çalışma gücüne çıkarabilir.


  1. İŞ GÜVENLİĞİ YÖNÜNDEN FAZLA ÇALIŞMANIN RİSKLERİ


Çalışma süresinin uzunluğunun işçi üzerinde bedensel ve ruhsal yıpranmaya, yorgunluğa ve sonuçta dikkatsizliğe sebebiyet verebilecek bir yapısı bulunmaktadır. Bu da çalışma süresinin risk etmeni haline gelmesine neden olmaktadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Amerika’da (Amerikan Epidemiolgy Akademisi Dergisi) yayımlanan araştırmada, fazla veya yoğunlaştırılmış çalışmaların; depresyon riski, çok oturmadan kaynaklanan rahatsızlıklar (diyabet, obezite, kanser ve karaciğer rahatsızlıkları vb.), uykusuzluktan kaynaklanan rahatsızlıklar (hafıza kaybı, kilo alımı, asabiyet, başka ruhi rahatsızlıklar, kalp rahatsızlığı), kalp rahatsızlığı, stres, göz yorgunluğu, beyin yorgunluğu (orta yaşlardaki çalışanlarda kavrama yetisini azalttığı) gibi risklerin ön plana çıktığı belirlenmiştir.


Anayasal dinlenme hakkına aykırı olarak hafta tatili ve genel tatil günlerinde işçilerin tatil yaptırılmadan çalıştırılması, çalışma sürelerin uzunluğu, fazla çalışmanın yıllık 270 saatin üzerinde olması, uygulamada çok sık karşılaşılan sorunlardır. Aşırı fazla çalışma işçiler yönünden meslek hastalığını ve  iş kazasını artırmaktadır. İşverenler yönünden ise iş güvenliği riski , üretimde artışa rağmen kalitenin düşmesi, malzeme ve hammadde israfı, iş makine tezgah ve aletlerin kötü kullanılması ve arızaların artması gibi zararlandırıcı olaylara sebebiyet vermektedir.


Çalışanlar için sağlıklı ve güvenlikli çalışma ortamlarının yaratılması ancak 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun öngördüğü normların ve ilkelerin işyerlerinde uygulanması ile mümkündür. Bu nedenle 6331 sayılı Kanunda işverenler için maktu nitelikte idari para cezalarının yanında cezai ağırlığı çok daha yüksek olan işin kısmen veya tamamen durdurulması öngörülmektedir.  Arzu edilen sağlıklı ve güvenlikli çalışma ortamının sağlanması ancak amacına hizmet eden yaptırımlar ile mümkündür. Kanunun 25’inci maddesi; işin durdurulması başlığı altında düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, işyerindeki bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ile çalışanlar dikkate alınarak, işyerinin bir bölümünde veya tamamında iş durdurulur. Ayrıca çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda iş durdurulması gerekir.


4875 sayılı İş Kanunu’nun, 41’inci maddesi gereği; fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda 270 saatten fazla olamaz. Bu süre sınırı, işyerlerine veya yürütülen işlere değil, işçilerin şahıslarına ilişkindir. İşçilerin 270 saati aşan fazla çalışma yapması kanaatimce 6331 sayılı Kanunun 25’inci maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu çalışma şeklinin  işçilerin yaşamı için tehlikeli olan bir husus oluşturduğunun tespiti halinde , tehlikenin niteliğine göre iş tamamen veya kısmen durdurulacak veya işyeri kapatılabilecektir. Bu sonuca meydan vermemek için iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyumda hassas davranılmalı, fazla çalışma yaptırılmayacak işçilerin çalıştırılmaması, fazla çalışma yapılamayacak işlerde fazla çalışma yapılmaması ve yıllık 270 saati aşan fazla çalışma yaptırılmamalıdır.


  1. SONUÇ


Uygulamada da görüldüğü üzere işçiler daha çok  para kazanabilmek için daha fazla çalışmakta; işverenler de ek işçi istihdam etmek yerine işçileri daha fazla çalıştırarak, ilave istihdamın getirdiği mali yüklerden kurtulmaktadırlar. Çalışma süreleri ile çalışanın fiziki koşulları arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Çalışılan sürelerin artması iş kazası miktarını ve kayıp iş zamanını arttırmaktadır. Yapılan araştırma sonuçlarına göre özellikle 40 yaşından sonra aşırı fazla çalışma, iş yorgunluğunun getirdiği stres ile birleştiğinde, algı bozukluğu ve beyin fonksiyonlarında düşme, sinir sisteminde tahribatlar oluşturabilmektedir. Çalışma süresinin, işçi üzerinde bedensel ve ruhsal yıpranmaya, yorgunluğa ve sonuçta dikkatsizliğe sebebiyet verebilecek bir yapısı bulunmaktadır. Bu da çalışma süresinin bizzat bir risk etmeni haline gelmesine neden olmaktadır. Çalışma süresinin uzaması nedeniyle yorgunluk, dayanıklılığı, bağışıklık sistemini etkileyerek işçinin hastalanmasına yol açabileceği gibi, dikkatin dağılması nedeniyle bazı önlemlerin alınmasına gerek duyulmamasına ve bunun sonucunda da iş kazasının meydana gelmesine sebep olabilecektir. Bu nedenle, çalışma süresi uzadıkça, işçinin hastalanması ve/veya iş kazasının olabilme olasılığı artmaktadır. Uzun sürelerle yapılan aşırı fazla çalışma sonucunda yorgunluk ve dikkat dağılması sebebiyle üretimde verimin düşmesi de açık olarak gözlemlenebilecek sonuçlardan biridir. Verimin düşmesi nedeniyle çalışma süresinin uzunluğu işveren açısından da yararlı bir sonuç getirmeyecektir. İşçilerin 270 saati aşan fazla çalışma yapması kanaatimce 6331 sayılı Kanunun 25’inci maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu çalışma şeklinin  işçilerin yaşamı için tehlikeli olan bir husus oluşturduğunun tespiti halinde, tehlikenin niteliğine göre iş tamamen veya kısmen durdurulacak veya işyeri kapatılabilecektir. Bu sonuca meydan vermemek için iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyumda hassas davranılmalı, fazla çalışma yaptırılmayacak işçilerin çalıştırılmaması, fazla çalışma yapılamayacak işlerde fazla çalışma yapılmaması ve yıllık 270 saati aşan fazla çalışma yaptırılmamalıdır.


KAYNAKÇA


  • 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

  • 4857 sayılı İş Kanunu

  • Sarper SÜZEK, İş Hukuku, Kasım 2022

  • Hasan Selçuk SELEK, İş Sağlığı ve Güvenliği Temel Konular, Şubat 2022

  • Haluk Hadi SÜMER, İş Sağlığı ve Güvenliği Hukuku, Eylül 2021 

  • Cumhur Sinan ÖZDEMİR, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Uygulama Rehberi, Mart 2013

Cumhur Sinan ÖZDEMİR  

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı


Comments


MİDsembol_siyah-10.png

MAHALLİ İDARELER DERNEĞİ

Cihan Sokak No:31/10 Sıhhiye Çankaya-Ankara

Tel:

0.312.230 5580
0.312.230 4272

Faks:

0.312.231 4058

SOSYAL MEDYA

  • Instagram
  • Facebook
  • LinkedIn
  • YouTube

E-BÜLTEN

Her ay yayınlanan makalelerden haberdar olun.

Üye olduğunuz için teşekkür ederiz.

©2023 Powered and secured by wingroup

bottom of page