top of page

Mahalli İdare Şirketlerinde Yöneticilerin İbrası

Güncelleme tarihi: 18 Ara 2024

Mustafa YAVUZ

Gümrük ve Ticaret Uzmanı


1. GİRİŞ


Sözlük anlamı olarak ibra; “aklama, temize çıkarma, beri kılma, beraat etme, aklanma, borçtan kurtarma” anlamlarına gelmektedir. Mahalli idare şirketlerinde ibra, hesap dönemi içerisinde gerçekleşen işlem ve faaliyetler ile bunların sonuçlarının, yöneticiler, bir başka ifadeyle yönetim organı üyeleri (anonim şirket şeklinde kurulan mahalli idare şirketlerinde yönetim kurulu üyeleri, limited şirket şeklinde kurulan mahalli idare şirketlerinde de müdürler) açısından bir sorumluluk taşımadığının şirket tarafından kabul edilmesi, kendilerinden tazminat dâhil herhangi bir talebin olmadığının beyan edilmesi ve güven açıklamasında bulunulmasıdır. İbranın temel hedefi, şirket yöneticilerinin uzun bir süre sorumluluk altında kalmamasını temin etmektir.


İbra, mahalli idare şirketlerinde yönetim organı üyelerinin sorumluluğunu ortadan kaldırdığı gibi yaptıkları işlemlerin, aldıkları kararların ve izledikleri politikaların benimsendiği ve onlara duyulan güvenin devam ettiği anlamı da taşımaktadır. Doktrinde ibranın hukuki niteliği ile ilgili kabul edilen görüş, “menfi borç ikrarı” olduğu yönündedir. Şekli açıdan ise ibra, tek taraflı yenilik doğuran hukuki işlem niteliğindedir. İbranın hukuki sonuç doğurması için ibra edilenin kabul etmesi gerekli değildir.


İşte bu çalışmada, mahalli idare şirketlerinde yönetim organı üyelerinin (yöneticilerin) ibrası detaylı olarak incelenmiş ve değerlendirilmiştir.


2. GENEL OLARAK İBRA


İbra ile ilgili temel kurallar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) anonim şirketlere ilişkin hükümleri arasında yer alan 558. ve 559. maddelerinde düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 644/1-a maddesinde yapılan atıf dolayısıyla söz konusu hükümler limited şirketler hakkında da uygulanmaktadır.


TTK gereğince mahalli idare şirketlerinde ibra kararı almaya yetkili organ genel kuruldur. Genel kurul bu yetkisini herhangi organ veya temsilciye devredemez (TTK md. 408/2-b, 616/1-f). İbra kararı, olağan veya olağanüstü genel kurul toplantılarında alınabilir. TTK’da ibra kararı için özel bir nisap öngörülmemiştir. Dolayısıyla, mahalli idare şirketlerinde toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile ibra kararı alınabilir. 


Diğer taraftan, ibra kararı tek taraflı ve hukuki niteliği yenilik doğuran bir hak olduğundan, genel kurul daha önceden aldığı ibra kararını kaldıramaz. Bu durum, TTK’nın 558/1. maddesinde “İbra kararı genel kurul kararı ile kaldırılamaz. 445 inci madde hükmü saklıdır. şeklinde düzenlenmiştir. Buna karşın ibra, aynı zamanda bir genel kurul kararı olması sebebiyle, bu karar hakkında iptal veya butlan davası açılabilir ve şartları varsa iptal edilebilir. 


İbranın en somut sonucu, şirket yöneticileri hakkında açılacak olan hukuki sorumluluk davalarına ilişkindir. Keza mahalli idare şirketlerinde genel kurulun aldığı geçerli bir ibra kararı, ilgili hesap döneminde gerçekleşen her türlü eylem ve işlem nedeniyle yöneticilerinden herhangi bir tazminat talebinde bulunulmayacağının ikrarı ve yöneticilerin aklanması niteliğindedir. O halde, ibra kararı ister açık ister örtülü şekilde alınsın, ibrayla birlikte şirketin hukuk davası açma hakkı ortadan kalkar. Başka bir deyişle, ibra kararı ile yönetim organı üyeleri hakkında sorumluluk davası açma hakkı sona erer. Yönetim organı üyelerinin genel kurul tarafından ibra edilmemesi halinde ise mahalli idare şirketi, uğramış olduğu doğrudan zararlar nedeniyle TTK’nın 553. maddesi kapsamında ilgili yöneticiler hakkında zamanaşımı süreleri içinde sorumluluk davası açabilir. 


Bu doğrultuda, şirket genel kurulunun, sorumluluktan ibraya ilişkin kararı, ibranın kapsadığı açıklanan maddi olaylara ilişkin olarak, şirketin, ibraya olumlu oy veren ve ibra kararını bilerek payı iktisap etmiş olan ortakların dava hakkını kaldırır. Diğer ortakların dava hakları ise ibra tarihinden itibaren altı ay geçmesiyle düşer (TTK md. 558, 644/1-a).


Son olarak ifade etmek gerekirse, ibra kararı yönetim organı üyelerinin sadece hukuki sorumluluğuyla ilgili bir düzenleme olup, bunların cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Mahalli idare şirketi yöneticileri, Türk Ceza Kanunu veya diğer kanunların ceza hükümleri kapsamında suç işledikleri takdirde, genel hükümlere göre haklarında Cumhuriyet Savcılarınca soruşturma yürütülebilir. Bu bağlamda ibra kararının, şirket yöneticileri açısından cezai takibat yapılmasını ve ceza davası açılmasını engelleyici bir yönü bulunmamaktadır.

 

3. İBRANIN TÜRLERİ


3.1. Açık İbra


Genel kurulun gündem maddeleri arasında açıkça yer verilerek alınan bir ibra kararına doktrinde “açık ibra” denilmektedir. TTK’ya göre genel kurulun olağan toplantı gündeminde yer alması gereken maddelerden biri de yönetim organı üyelerinin ibrasıdır. Dolayısıyla yönetim organı üyelerinin ibrasına, genel kurulun gündem maddeleri arasında açıkça yer verilir. Uygulamada da genellikle mahalli idare şirketlerinin genel kurul gündeminde yönetim organı üyelerinin ibrasına yer verilmekte ve bunlar bilançonun onaylanmasından ayrı olarak ibra edilmektedir. 


3.2. Örtülü (Zımni) İbra


Örtülü ibra, bilançonun onaylanması ile kanun gereğince meydana gelen ibradır. Yönetim organı üyelerinin ibrası açıkça genel kurulun gündeminde yer almamasına karşın, bilançonun onaylanması kararı yönetim organı üyelerinin ibrası sonucunu doğurur. Buna doktrinde, “örtülü ibra” yanında “zımni ibra”, “ibra sonucu” veya “ibra varsayımı” da denilmektedir. TTK’nın 424. maddesinde, ‘bilançonun onaylanmasına ilişkin genel kurul kararının, kararda aksine açıklık bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üyelerinin (limited şirketlerde müdürlerin) ibrası sonucunu doğurduğu, bununla beraber, bilançoda bazı hususlar hiç veya gereği gibi belirtilmemişse veya bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine engel olacak bazı hususları içeriyorsa ve bu hususta bilinçli hareket edilmişse onamanın ibra etkisini doğurmayacağı’ hükme bağlanmıştır. Her ne kadar hükümde sadece “bilanço” ibaresi kullanılmışsa da, söz konusu maddeyi, TTK md. 409/1 ile birlikte değerlendirmek gerekir. Dolayısıyla, bilanço dışındaki diğer finansal tablolar ile yönetim organı üyelerinin yıllık çalışma raporu, şirket bağımsız denetime tabi ise denetçi raporu, özel denetçi atanması halinde bu denetçinin tanzim ettiği rapor ile genel kurulda yapılan sözlü açıklamalar da bu kapsamda ele alınmalıdır. Ancak belirtmek gerekir ki, ilgili belgelerde bazı hususlar hiç veya gereği gibi belirtilmemişse veya bunlar mahalli idare şirketinin gerçek durumunun görülmesine engel olacak bazı hususları içeriyorsa ve bu hususta bilinçli hareket edilmişse onama sonucunda yöneticiler ibra edilmiş olmaz. Hükümde geçen “bilinçli hareket etmiş olma” ibaresi, “bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine engel olacak yanlış bir takım hususları içeriyorsa” ifadesi ile ilgilidir. Peçelemenin bilinçsiz bir şekilde yapılması veya bilançoya konulan bir kalemin örneğin karşılık amacını aşan bir şekilde gerçek durumun görülmesine engel olması ibrayı engellemez. 


Diğer taraftan, genel kurul gündeminde hem “ibra”, hem de “bilançonun onanması” iki ayrı gündem maddesi halinde yer alıyorsa, bilançonun onanması ile organların ibrası arasındaki ilişki kesilmiş olur. Bu durumda genel kurul toplantısında; bilanço onaylansa (kabul edilse) dahi yöneticiler ibra edilmeyebilir. Yöneticiler ibra edilmişse, bilançonun onaylanmaması ibra kararını ortadan kaldırmaz. İbra genel kurul gündeminde ayrı bir madde olarak yer alacaksa bu maddenin, “yönetim organınca hazırlanan raporların okunması ve müzakeresi” ile “finansal tabloların okunması, müzakeresi ve tasdiki” gündemlerinden sonraya konulması faydalı olacaktır. Sonuç olarak, yöneticilerin ibrası açısından en uygun olan yöntem, “bilançonun onaylanması” ve “ibra” maddelerinin genel kurul gündemine ayrı ayrı konulmasıdır.


3.3. Kuruluş İşlemlerinden Dolayı Özel İbra


Ayrı bir tür olarak değerlendirilmese de, mahalli idare şirketlerinin kurucularının ve ilk yönetim organı üyelerinin kuruluş işlemlerinden dolayı ibralarının ayrıca ele alınması faydalı olacaktır. TTK’nın 559. maddesinde, anonim ve limited şirketlerde kuruluş ve sermaye artırımına ilişkin işlemlerden dolayı farklı ibra yöntemi benimsenmiş ve ibrada zaman bakımından bir sınırlama öngörülmüştür. Buna göre, mahalli idare şirketlerinde kurucuların, yönetim organı üyelerinin, denetçilerin, şirketin kuruluşundan ve sermaye artırımından doğan sorumlulukları, şirketin tescili tarihinden itibaren dört yıl geçmedikçe sulh ve ibra yoluyla kaldırılamaz. Bu sürenin geçmesinden sonra da sulh ve ibra ancak genel kurulun onayıyla geçerlilik kazanır. Bununla beraber, esas sermayenin onda birini temsil eden ortaklar sulh ve ibranın onaylanmasına karşı iseler, sulh ve ibra genel kurulca onaylanmaz. Bahsi geçen şartlara aykırı olarak genel kurulca alınan ibra kararı ise butlandır (geçersizdir). 


Kurucular ve ilk yönetim organı üyeleri, kuruluştan dolayı en az dört yıl boyunca sorumlu olmaya devam ederler. Bu süre içerisinde, yönetim organı üyeleri, şirketin kendisi ve ortakları, ibra edilememiş olan kurucular ile yöneticiler hakkında şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde kuruluş dolayısıyla hukuki sorumluluk davası açabilir.


4. İBRANIN KAPSAMI


Mahalli idare şirketlerinde yönetim organı üyelerinin, bir hesap dönemi içerisindeki faaliyet ve çalışmaları genel kurul tarafından değerlendirilir ve sonucunda yönetim organı üyelerinin ibra edilmesi veya ibra edilmemesi yönünde bir karar verilir. Genel kurul, alacağı ibra kararında ibranın kapsamını belirleme, ibra kararını kişi, konu ve zaman bakımından sınırlama yetkisine sahiptir. Ancak getirilen sınırlama dürüstlük kuralına aykırı olamaz. Keza bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Bu doğrultuda şirket genel kurulu, yönetim organı üyelerinin tümünü veya bir kısmını ibra etme hakkına sahiptir. İbra edilen yönetim organı üyeleri sorumluluktan kurtulurken, ibra edilmeyenlerin hukuki sorumluluğu devam eder. Bu durumda şirket ve/veya ortaklar, ibra edilmeyen yönetim organı üyeleri hakkında sorumluluk davası açarak şirketin uğramış olduğu zararın tazminini isteyebilir. 


İbranın konu olarak kapsamını ise genel kurula açıklanan maddi olaylar oluşturur. Yönetim organı üyeleri ancak genel kurula sunulan belgeler kapsamında ibra edilmiş sayılır. Bilanço, gelir tablosu, yönetim organının yıllık faaliyet raporlarında hiç açıklanmamış veya eksik ya da yanlış açıklanmış olgu ve olaylar ibrayı kapsamaz. Genel kurulun hiçbir şekilde bilmediği ve öğrenme imkanına sahip olmadığı konu ve işlemler ibranın dışındadır. 


Son olarak, genel kurulun almış olduğu ibra kararı, kural olarak bilançonun ait olduğu ilgili (son) hesap dönemine ilişkin hüküm ifade eder ve hesap döneminin tamamı için alınır. Ancak ibra kararı, hesap döneminin tamamının yanında, belli bir bölümüne ilişkin de alınabilir.


5. İBRA EDİLMEYİ TALEP ETME VE İBRA DAVASI AÇMA HAKKI


İbra talebi ve ibra davası, TTK’da doğrudan düzenlenmemiş, ancak doktrinde bu hak incelenmiş ve yargı organlarınca da kabul edilmiştir. Bu kapsamda, haklı bir sebep olmaksızın, keyfi olarak veya dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde yönetim organı üyelerinin ibrasının genel kurul tarafından reddedilmesi veya engellenmesi ya da ibradan kaçınılması gibi hallerde yönetim organı üyeleri, genel kuruldan ibra edilmelerini talep edebileceği gibi ibra davası da açabilirler. Mahalli idare şirketi yöneticilerinin anılan hakları kullanabilmesi için özen ve bağlılık yükümlülüğü dâhil olmak üzere tüm yükümlülük ve sorumluluklarını yerine getirmiş, yönetim görevini kusursuz bir şekilde ifa etmiş, Kanunda ve esas sözleşmede öngörülen diğer görev ve yetkilerini gereği gibi yerine getirmiş olması şarttır. Bu çerçevede, ibra davası açan yönetim organı üyelerinin, kusursuz bir yönetim gerçekleştirdiğini, yükümlülük ve sorumluluklarını ihlal etmediğini, şirket hesaplarını usulüne uygun tutulduğunu ve ibra edilmemelerini haklı gösterecek bir nedenin bulunmadığını bilgi ve belgelerle ispat etmesi gerekir.


İbra davası, ibra edilmeyen yönetim organı üyeleri tarafından mahalli idare şirketine karşı ve şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açılır. Söz konusu dava, genel kurulun ibra etmeme kararının iptali davasıyla birlikte açılabileceği gibi ayrı olarak da açılabilir.


6. İBRA EDİLMEYEN YÖNETİM ORGANI ÜYELERİNİN DURUMU


İbra edilmeyen yönetim organı üyelerinin görevleri kendiliğinden sona ermez; kural olarak görevlerine devam ederler. Dolayısıyla, ibra edilmeme kararı, kendiliğinden azil edilme sonucunu doğurmaz. Yönetim organı üyelerinin görevlerine devam etmesi istenmiyorsa, genel kurulun ayrıca azil kararı alması gerekir. 


Öte yandan, mahalli idare şirketlerinde genel kurul, yönetim organı üyelerini görevden alabilir. O halde, ibra edilmeyen yönetim organı üyeleri, yine aynı görüşmelerin bir sonucu olarak görevlerinden azledilebilir.


7. GENEL KURULUN İBRAYA İLİŞKİN KARARININ İPTALİ VE BUTLANI


İbra kararı, nihayetinde bir genel kurul kararı olması nedeniyle, genel kurul kararlarının sakatlığına ilişkin hükümlere tabidir. Dolayısıyla, ibra kararının iptali için dava açılabilir ve/veya butlanının tespiti için mahkemeye başvurulabilir.


Bu kapsamda, toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,  toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve söz konusu aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren ortaklar, yönetim organı, kararların yerine getirilmesi kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim organı üyelerinden her biri, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler (TTK md. 445, 446, 622). Genel kurul kararının iptaline ilişkin mahkeme kararı, kesinleştikten sonra bütün ortaklar hakkında hüküm ifade eder. Yönetim organı üyeleri bu kararın bir suretini derhâl ticaret siciline tescil ettirmek ve internet sitesi kurmakla yükümlü ise internet sitesine koymak zorundadır.


Diğer taraftan, ibra kararının ve diğer kararların alındığı genel kurulun özellikle; ortakların genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, ortakların bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, şirketlerin temel yapısını bozan kararları batıldır (TTK md. 447, 622). Bu bağlamda, belirtilen nitelikteki ibraya ilişkin genel kurul kararının batıl olduğunun tespiti, menfaati bulunan herkes tarafından belli bir süreye bağlı olmaksızın şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden istenebilir.


8. SONUÇ


Mahalli idare şirketlerinde yönetim organı üyeleri (anonim şirket şeklinde kurulan mahalli idare şirketlerinde yönetim kurulu üyeleri, limited şirket şeklinde kurulan mahalli idare şirketlerinde müdür, birden fazla müdür varsa müdürler kurulu üyeleri), kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem ortaklara hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludur. İbra ise mahalli idare şirketlerinde kusursuzluğun ispatı ve zamanaşımı dışında yönetim organı üyelerinin (yöneticilerin) sorumluluğunu ortadan kaldırır. Yönetim organı üyelerinin, bir hesap dönemi içerisindeki faaliyet ve çalışmaları genel kurul tarafından değerlendirilir ve sonucunda yöneticilerin ibra edilmesi veya ibra edilmemesi yönünde karar verilir. İbra ile birlikte mahalli idare şirketi, hesap dönemi içerisinde gerçekleşen işlem ve faaliyetler ile bunların sonuçlarının, yöneticiler açısından bir sorumluluk taşımadığını kabul etmiş ve hukuki sorumluluk (tazminat) davası açma hakkından vazgeçmiş olur.


İbra kararı almaya yetkili organ ise şirketin genel kuruludur. Genel kurul ibra kararını, açık bir şekilde alabileceği gibi örtülü (zımni) olarak da alabilir. Kanun koyucu, anonim ve limited şirketlerin kuruluş işlemlerinden dolayı kurucular ile ilk yöneticilerin ibrası hakkında özel kurallar öngörmüştür. Genel kurul, alacağı ibra kararında ibranın kapsamını belirleme, ibra kararını kişi, konu ve süre yönünden sınırlama yetkisine sahiptir. Buna göre genel kurul; ibrayı yöneticilerin tümüne veya bir kısmına, hesap dönemi içindeki iş ve işlemlerin tümüne veya bir kısmına, hesap döneminin tümüne veya belli bir zaman dilimine özgüleyebilir. 


Geçerli bir ibra kararı, mahalli idare şirketinin ve dolaylı uğranılan zararlar nedeniyle de ortakların, ilgili hesap dönemine ait ve ibra kapsamına giren iş, işlem ve faaliyetler bakımından yönetim organı üyeleri aleyhine sorumluluk davası açma hakkını sona erdirir. Ancak ibra, ortakların doğrudan uğradıkları zararlar nedeniyle sorumluluk davası açma hakkını etkilemez. Bununla birlikte ibranın, yönetim organı üyelerinin cezai sorumluluğu üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. 


Genel kurulun ibra etme veya etmemeye dair kararı hakkında, ortaklar, yönetim organı ile bu organın üyelerinden her biri, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler. Bunun yanında, belli bir süreye bağlı olmaksızın menfaati bulunan herkes, genel kurulun aldığı ibra kararının butlan olduğunun tespitini mahkemeden talep edebilir. 


Bu kapsamda, ibra kararı, yönetim organı üyelerinin hukuki sorumluluktan kurtulmasını sağlayan önemli bir araç olduğundan, mahalli idare şirketlerinin genel kurul gündeminde ibraya ilişkin bir maddeye yer verilmesi yöneticilerin menfaatine olacaktır. 


KAYNAKÇA


6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (14.02.2011 tarihli ve 27846 sayılı R.G.).


Aytaç, Zühtü, Anonim Şirketlerde İbra, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 1982.


Çöklü, Cafer Tayyar, Uygulamada Yapı Kooperatifleri, Omaş Ofset, İstanbul 2001.


Şener, Esat, Hukuk Sözlüğü, Seçkin Yayınevi, Ankara 2001.


Tekinalp, Ünal, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2013.

Comments


MİDsembol_siyah-10.png

MAHALLİ İDARELER DERNEĞİ

Cihan Sokak No:31/10 Sıhhiye Çankaya-Ankara

Tel:

0.312.230 5580
0.312.230 4272

Faks:

0.312.231 4058

HESAP ADI:   MAHALLİ İDARELER DERNEĞİ

IBAN NO     :  TR47 0001 0007 9506 5689 8850 01

SOSYAL MEDYA

  • Instagram
  • Facebook
  • LinkedIn
  • YouTube

E-BÜLTEN

Her ay yayınlanan makalelerden haberdar olun.

Üye olduğunuz için teşekkür ederiz.

©2023 Powered and secured by wingroup

bottom of page